Gökteki Sırların Fotoğrafları
SOĞUK bir sonbahar gecesi teleskopumu balkona çıkarıp Ülker takımyıldızını aramaya koyuldum. Göğün çeşitli kısımlarına baktıktan sonra, hangisinin Halley kuyrukluyıldızı olduğunu ve onu görüp göremeyeceğimi merak etmeye başladım. Siz onu hiç gördünüz mü? Siz ve ben bu yıldızı görmediysek de, Halley’in bu kez dünyamızı ziyaretinde şimdiye kadar görülmemiş bir şey oldu. Ne oldu?
Gezegenimiz gökteki bu ziyaretçinin muhteşem görüntüsünü sağlayabilecek pozisyonda olmadığı için, profesyonel astronomlar önceden, kuyrukluyıldızla buluşup resimlerini çekebilecek bir aracı uzaya göndermeyi planladılar. Bu nedenle Halley’in bu seyahati daha öncekilerden farklı idi. Halley kuyrukluyıldızı, duvağı yanındaki genç kızlarla birlikte düğün alayına katılan bir gelin gibi, olayı seyretmek isteyen bir sürü meraklının ilgisini çekti.
Birçok ülke, kuyrukluyıldıza yaklaşmak için uzaya kapsüller gönderdi. A.B.D., Japonya ve Sovyetler Birliği, yörüngesinde hareket eder bu cisimle ilgili bilgimizin artmasına yardımcı oldular. Ancak hepsinin arasında en cesur atılım, “Giotto” diye adlandırılan bir girişimdi.
“GİOTTO”
Sir Bernard Lovell, “Giotto, son yılların az sayıdaki ileri görüşlü ve heyecan verici uzay projelerinden biridir” diyor. Peki “Giotto” nedir?
ESA (Avrupa Uzay Dairesi) birkaç yıldan beri Halley’i yakından incelemek üzere bir araştırma kapsülünü uzaya gönderme projesi üzerinde çalışıyordu. Ünlü tablolarından birisinde bir kuyrukluyıldızı çizdiği için, bu araca İtalyan ressam Giotto’nun adı verilmiştir. Bu araştırma kapsülü, üzerinde bir tabak ve üç ayaklı bir sehpa taşıyan 3 metre uzunluğunda ve 1.80 metre çapında olan bir varile benzemektedir. “Giotto”, Halley ile Mart 1986’da randevusuna yetişmek üzere 1985’in Temmuz ayında 700 milyon kilometrelik yolculuğuna başlamak üzere Fransız Guyana’sındaki Kourou’dan uzaya fırlatıldı. Bu yol, dokuz yüz kere aya gidip gelmeye eşittir!
“Giotto” aylardan beri yol alarak 13-14 Mart 1986 günü için planlanmış olan randevu noktasına yaklaştı. Hızı acaba ne kadardı? Saniyede 69 kilometre. Bu hızın ne demek olduğunu biliyor musunuz? Farzedelim ki, Atlas Okyanusunun doğusunda bulunan Paris’ten batısında bulunan Washington’a uçmak istiyorsunuz. Bu yol, 6.170 kilometredir. Normal olarak bir uçağın uçuş süresi, 7-8 saattir. Sesten hızlı uçan Concorde ise, bu yolu 4 saatten daha kısa sürede alabilmektedir. “Giotto” ile bu yolu yaklaşık 90 saniyede, yani birbuçuk dakikada alabilirsiniz.
Astronomların hedefi bu aracı çekirdeğin hemen önünden (yani kuyrukluyıldızın başının etrafındaki perdenin) içinden geçirmekti. Ancak elde edilen tüm bilgiler dünyaya nasıl ulaşacaktı? Giotto, her şeyi radyo teleskoplar ve Avustralya’daki iletişim tesisleriyle ve yörüngedeki bir uydu aracılığıyla, Federal Almanya’nın Darmstadt şehrindeki Uzay Operasyonları Merkezine ulaştırmak üzere planlanmıştı. Bir an düşünün, “Giotto”nun yolladığı her sinyal, dünyaya ulaşabilmek için sekiz dakikadan fazla bir sürede 150.000.000 kilometrelik bir yolu katetmeliydi! Herkesin aklındaki soru şuydu: Halley ile ilgili acaba yeni bir şey öğrenebilecek miydik?
KARŞILAŞMA
Darmstadt’taki uzmanlar, Sovyetler Birliği ve A.B.D.’nin de yardımlarıyla, kapsülün rotasını önceden titizlikle ayarlayabildiler. Yüzlerce bilim adamı ve astronom büyük bir heyecanla merkezde toplandılar. 36 ülkedeki milyonlarca kişi de naklen yapılacak TV yayını sayesinde karşılaşmayı anında izleyecekti. “Giotto”, Halley ile beraber yol alan dev gaz ve toz bulutuna girerken, 16 dakika boyunca dünyaya birçok resim göndermeyi başardı. Daha sonra, asıl çekirdekten bin kilometre uzaktayken kuyrukluyıldızın muazzam hızla saçtığı toz parçacıkları, araçtaki bazı cihazları etkilemeye başladı. Giotto yolculuğuna devam etti, ancak “gözleri” kapanmış olarak.
AÇIKLANAN SIRLAR
İnsanın bir kuyrukluyıldızla karşılaşması böylece sona erdi. Bilim adamları, şimdi, alınan bilgiler gözden geçirecekler ve savunulan bazı teorileri değiştirecekler. Bu işlem aylar, belki de yıllar sürebilir. Buna rağmen ESA, “Giotto”dan elde edilen verilerin analizinin şimdiden “şaşırtıcı bilimsel sonuçlar” ortaya çıkardığını açıkladı. Örneğin, eskiden kaba bir küre olduğu düşünülen çekirdeğin, aslında yerfıstığı şekline benzediği ortaya çıktı. Buzun varlığı her ne kadar bir sürpriz olmadıysa da, karbona benzer siyah kabukla kaplı olması bir yenilikti. Çekirdekten dağılan toz ve gazlar eskiden sanıldığı gibi, eşit olarak çekirdeğin yüzeyinden değil, bu kabuğun üzerindeki çok sayıda bulunan delikten fırlamaktaydı.
Ancak, bu “gelin”, fotoğrafının çekilmesi için bir an bile duraksamadı. Halley kuyrukluyıldızı, kendisiyle ilgili hiçbir zaman olmadığı kadar çok sırlarını açıkladıktan sonra dünyanın çevresinden ayrıldı. Acaba M.S. 2060-61 yılında yeniden bizi ziyaret ettiğinde daha da fazla bilgi edebilecek miyiz? Umalım ki, o zaman dünyamızın pozisyonu daha uygun olsun ve bazı kimseler de yerden birkaç resim çekebilsinler.
[Sayfa 25’teki resim]
“Giotto” kapsülü “Halley” kuyrukluyıldızıyla karşılaşmaktadır.