“Onlara Tek Yürek Vereceğim”

1-3. Babilliler Yehova’ya ibadet edenlerle nasıl alay ediyordu? Neden?

BABİL şehrinde yaşayan imanlı bir Yahudi olduğunuzu hayal edin. Halkınız onlarca yıldır burada sürgünde yaşıyor. Her Sebt günü yaptığınız gibi, Yehova’ya ibadet eden kardeşlerinizle buluşmaya gidiyorsunuz. Kalabalık sokaklarda ilerlemeye çalışırken heybetli mabetlerin ve sayısız tapınağın yanından geçiyorsunuz. Buralara akın etmiş insanlar Marduk gibi tanrılara kurbanlar sunuyor ve ilahiler söylüyor.

² Kalabalıklardan uzakta sizin gibi Yehova’ya ibadet eden bir grup insanla buluşuyorsunuz.a Sonunda şehirdeki kanallardan birinin kenarında sessiz bir yer buluyorsunuz. Orada birlikte dua edebilir, ilahiler söyleyebilir ve Tanrı’nın Sözü üzerinde düşünebilirsiniz. Hep birlikte dua ederken kanal kıyısına demirlenmiş ahşap teknelerin uzaktan gelen gıcırtılarını duyuyorsunuz. Burada az da olsa huzur bulup rahatlıyorsunuz. Umudunuz şehir halkından kimsenin sizi bulmaması. Yoksa, çoğunlukla yaptıkları gibi ibadetinizi engelleyecekler. Neden böyle davranıyorlar?

³ Babil’in zaferlerle dolu bir tarihi var. Halk şehrin gücünün kendi tanrılarından kaynaklandığına inanıyor. Babillilere göre Yeruşalim’in yerle bir edilmesi, Marduk’un Yehova’dan daha güçlü olduğunu kanıtlıyor. Bu yüzden Tanrınızla ve halkınızla alay ediyorlar. Bazen dalga geçerek “Bize bir Sion ilahisi söyleyin” diyorlar (Mezm. 137:3). Mezmurlardaki birçok ilahi Sion’un yani Yeruşalim’in Yehova’nın düşmanlarına karşı zaferlerini över. Belki de Babilliler özellikle bu ilahilerle alay etmekten hoşlanıyor. Doğrudan Babillilerden söz eden başka ilahiler de var. Örneğin bunlardan biri şöyle der: “Yeruşalim’i harabeye çevirdiler. . . . . Çevremizdekilere de eğlence ve alay konusu [olduk]” (Mezm. 79:1, 3, 4).

4, 5. Hezekiel’in sözleri nasıl bir ümit içeriyordu? Bu bölümde hangi konuyu ele alacağız? (Bölümün başındaki resme bakın.)

⁴ Ayrıca şehirde Yehova’ya sırt çevirmiş Yahudiler de var. Yehova’ya ve peygamberlerine iman ettiğiniz için onlar da sizinle çekinmeden alay ediyor. Tüm bu alaylara rağmen Yehova’ya ibadet etmek size ve ailenize güç veriyor. Hep birlikte dua etmek ve ilahiler söylemek yüreğinizi ferahlatıyor. Tanrı’nın Sözünü okumak içinize huzur veriyor (Mezm. 94:19; Rom. 15:4). O günkü buluşmaya bir iman kardeşinizin özel bir şey getirdiğini hayal edin. Elinde Hezekiel’in sözlerinin bulunduğu tomar var. Yehova’nın vaatlerini duymak çok hoşunuza gidiyor. O, halkını memleketlerine geri döndüreceğine söz veriyor. Bu vaatler yüksek sesle okunurken kalbiniz hızla çarpıyor. Bir gün ailenizle birlikte memleketinize geri dönüp şehrin onarılmasına yardım edeceğinizi düşünmek içinizi ısıtıyor.

⁵ Hezekiel kitabında İsrailoğullarının memleketlerine geri dönmesiyle ilgili vaatler sık sık tekrarlanır. Şimdi bu ümit dolu temayı inceleyelim. Bu vaatler sürgünde olan halkın yaşamında nasıl gerçekleşti? Günümüz için ne anlam taşıyor? Bunlardan bazıları gelecekte son bir kez daha nasıl gerçekleşecek?

“Sürgüne Götürülecek ve Esir Edilecekler”

6. Yehova isyankâr halkını defalarca nasıl uyardı?

⁶ Yehova, Hezekiel aracılığıyla halkına açık bir uyarıda bulundu. İsyankâr tutumları nedeniyle onları cezalandıracaktı. “Sürgüne götürülecek ve esir edilecekler” dedi (Hez. 12:11). Hatta bu kitabın 6. bölümünde gördüğümüz gibi Hezekiel bu hükümle ilgili bir canlandırma yaptı. Fakat bu onlara yapılan ilk uyarı değildi. Yehova neredeyse bin yıl öncesinden, Musa’nın günlerinden beri, halkına uyarılarda bulunuyordu (Tekr. 28:36, 37). İsyankâr tutumlarını inatla sürdürürlerse sürgüne götürüleceklerdi. İşaya ve Yeremya gibi peygamberler de benzer uyarılarda bulunmuştu (İşa. 39:5-7; Yer. 20:3-6).

7. Yehova halkını hangi yollarla cezalandırdı?

⁷ Fakat ne yazık ki, halkın çoğu bu uyarılara kulak asmadı. Zaman içinde kötü çobanların yani önderlerin etkisiyle Yehova’ya isyan ettiler. Onların putperestliği, sadakatsizliği ve yozlaşması Yehova’yı çok üzdü. Yaşadıkları yer bir zamanlar “süt ve bal akan bir diyar” olsa da Yehova onların kıtlık çekmesine izin verdi (Hez. 20:6, 7). Bu felaket onlar için çok büyük bir utançtı. Sonra da Yehova uzun zamandır uyardığı gibi bu dik başlı milletin sürgüne götürülmesine izin verdi. Babil Kralı Nabukadnezar MÖ 607’de yaptığı son saldırıda Yeruşalim’i ve mabedi yerle bir etti. Hayatta kalan binlerce Yahudi Babil’e sürgüne götürüldü. Bu bölümün girişinde anlatıldığı gibi orada alaylara ve zulme maruz kaldılar.

8, 9. Tanrı, Hıristiyan cemaatini hakikate isyan konusunda nasıl uyardı?

⁸ Hıristiyan cemaati de Babil sürgününe benzer bir olay yaşadı mı? Evet, kesinlikle. Eskiden yaşamış Yahudiler gibi İsa’nın takipçileri de bu konuda önceden uyarılmıştı. İsa hizmetinin başlarında şöyle demişti: “Sahte peygamberlere karşı dikkatli olun. Koyun postuna bürünüp yanınıza sokulurlar, fakat içlerinde aç kurtlar saklıdır” (Mat. 7:15). Yıllar sonra Pavlus da Tanrı ilhamıyla benzer bir uyarıda bulundu. O şöyle dedi: “Biliyorum ki, ben gittikten sonra aranıza zalim kurtlar girecek ve onlar sürüye şefkat göstermeyecekler. Sizin aranızdan da bazıları çıkacak ve öğrencileri kendi peşlerinden sürüklemek için hakikati çarpıtacaklar” (Elçi. 20:29, 30).

⁹ Hıristiyanlar böyle tehlikeli kişileri ayırt etmek ve onlardan sakınmak için ne yapacaklarını öğrenmişti. İhtiyarlara hakikate isyan edenleri kardeşlerin arasından çıkarmaları söylenmişti (1. Tim. 1:19; 2. Tim. 2:16-19; 2. Pet. 2:1-3; 2. Yuhn. 10). Ancak eski İsrail ve Yahuda’da olduğu gibi birçok Hıristiyan zamanla bu sevgi dolu uyarılara kulak tıkadı. Birinci yüzyılın sonlarında hakikate isyan cemaatte kök salmıştı. Yuhanna, yaşayan son elçi olduğu dönemde yaygınlaşan isyanın ve yozlaşmanın cemaate nasıl zarar verdiğini gözlemlemişti. Sahte öğretilerin cemaate yayılmasına engel olabilecek tek kişi oydu (2. Sel. 2:6-8; 1. Yuhn. 2:18). Peki Yuhanna öldüğünde neler oldu?

10, 11. İsa’nın buğday ve deliceler örneği MS ikinci yüzyıldan itibaren nasıl gerçekleşti?

¹⁰ Yuhanna’nın ölümünden sonra İsa’nın buğday ve delicelerle ilgili örneği gerçekleşmeye başladı (Matta 13:24-30’u okuyun). İsa’nın önceden bildirdiği gibi Şeytan, cemaate “deliceler” yani sahte Hıristiyanlar ekmeye başladı. Böylece cemaatteki yozlaşma hızla yayıldı. Oğlunun kurduğu cemaatin bu halini görmek Yehova’nın yüreğini parçalamış olmalı. Gerçekten de cemaat putperest kökenli bayramlar ve uygulamalarla, Tanrı tanımaz filozofların ve sahte dinlerin çarpık öğretileriyle tamamen kirlenmiş haldeydi. Peki bu durumda Yehova ne yaptı? Sadakatsiz eski İsrailoğullarına yaptığı gibi halkının sürgüne gitmesine izin verdi. İkinci yüzyıldan itibaren buğdaya benzeyen kişiler sahte Hıristiyanlar arasında neredeyse kaybolmuştu. Gerçek Hıristiyanlardan oluşan cemaat, sahte din dünya imparatorluğu olan Büyük Babil’e sürgün edilmişti. Bu sırada sahte Hıristiyanlar Büyük Babil’in bir kısmı haline geldi. Sonuçta onlar giderek çoğaldı ve Hıristiyan Âlemi ortaya çıktı.

¹¹ Hıristiyan Âleminin etkili olduğu çağlar boyunca insanlık ruhi bir karanlık içindeydi. Fakat bu dönemde de İsa’nın örneğinde buğdaya benzetilen gerçek Hıristiyanlar var olmaya devam etti. Hezekiel 6:9 ayetinde değinilen sürgündeki Yahudiler gibi onlar da gerçek Tanrı’yı hatırladı. Bazıları Hıristiyan Âleminin sahte öğretilerine cesaretle karşı çıktı. Bu nedenle alaylara ve zulme maruz kaldılar. Peki Yehova halkını sahte dinin ruhi karanlığına terk etmek niyetinde miydi? Hayır. Eski İsrail’de olduğu gibi Yehova öfkesini doğru zamanda ve gerektiği ölçüde gösterdi (Yer. 46:28). Üstelik Yehova halkını ümitsiz bırakmadı. Şimdi eski Babil’de sürgünde olan Yahudilere geri dönelim ve Yehova’nın bu sürgünlük döneminin biteceğine dair onlara nasıl ümit verdiğini görelim.

“Öfkem Dinecek”

12, 13. Yehova’nın sürgüne götürülen halkına duyduğu öfke neden dinecekti?

¹² Yehova toplumuna duyduğu kızgınlığı açıkça ifade etse de aynı zamanda haklı öfkesinin sonsuza dek devam etmeyeceğini söyledi. Örneğin şu sözlere dikkat edin: “Öfkem dinecek, size olan kızgınlığım geçecek ve rahatlayacağım. Öfkem yatışınca anlayacaksınız ki Ben Yehova, bunları tam bağlılık istediğim için söylüyorum” (Hez. 5:13). Yehova’nın öfkesi neden dinecekti?

¹³ Sürgüne götürülen Yahudilerin arasında imansız olanların yanı sıra imanlı olanlar da vardı. Ayrıca Tanrı, sürgün sırasında halkından bazılarının tövbe edeceğini Hezekiel aracılığıyla bildirmişti. Onlar Tanrı’ya isyan ederek yaptıkları utanç verici şeyleri hatırlayıp pişman olacaktı. Yehova’nın onları bağışlaması ve tekrar kabul etmesi için yalvaracaklardı (Hez. 6:8-10; 12:16). Bu imanlı kişilerin arasında Hezekiel’in yanı sıra Daniel ve üç arkadaşı da vardı. Aslında Daniel sürgünlük döneminin başını ve sonunu görecek kadar uzun yaşadı. O dua ederek İsrail’in günahları için içtenlikle tövbe etti. Bu duası Daniel kitabının 9. bölümünde kayıtlıdır. Şüphesiz onun sözleri sürgündeki binlerce Yahudinin duygularını yansıtıyordu. Onlar Yehova tarafından bağışlanmayı ve O’ndan nimetler görmeyi özlemle bekliyordu. Hezekiel, Tanrı ilhamıyla onların serbest bırakılacağını ve tekrar memleketlerine döneceğini bildirdiğinde yürekleri büyük bir sevinçle dolmuş olmalı.

14. Yehova’nın, halkını memleketlerine geri döndürmesinin nedeni neydi?

¹⁴ Ancak Yehova’nın halkının sürgünden salıverilerek memleketlerine geri dönmesinin nedeni onların özgürlüğü hak etmesi değildi. Aslında Yehova’nın isminin tüm milletlerin önünde kutsal kılınacağı zaman gelmişti (Hez. 36:22). Babilliler şunu kesin olarak anlayacaktı ki, Marduk ve diğer sahte tanrıları asla Ulu Rab Yehova ile karşılaştırılamazdı! Şimdi Yehova’nın Hezekiel aracılığıyla sürgündeki halkına verdiği beş vaadi ele alalım. Önce bu vaatlerin Hezekiel’in dönemindeki sadık kişiler için ne anlama geldiğini inceleyeceğiz. Sonra bu vaatlerin daha büyük çapta nasıl gerçekleştiğini göreceğiz.

15. Sürgünden dönenler ibadetlerinde hangi değişikliği yapacaklardı?

¹⁵ 1. VAAT. Artık putperestlik ve sahte dinin iğrenç uygulamaları olmayacak (Hezekiel 11:18 ve 12:24’ü okuyun). Bu yayının 5. bölümünde ele alındığı gibi Yeruşalim ve içindeki mabet, sahte dinsel uygulamalar ve putperestlikle kirlenmişti. Dolayısıyla insanlar yozlaşmış ve Yehova’dan uzaklaşmıştı. Fakat Yehova, sürgünde olanlara saf ve temiz ibadetin yeniden başlayacağı bir zamanın geleceğini Hezekiel aracılığıyla bildirdi. Aslında geri dönüşleriyle ilgili diğer tüm nimetler Tanrı’nın onayladığı ibadetin yeniden canlanmasına bağlıydı.

16. Yehova halkına memleketleriyle ilgili hangi vaadi verdi?

¹⁶ 2. VAAT. Memleketlerine geri dönecekler. Yehova sürgündeki halka “İsrail topraklarını size vereceğim” dedi (Hez. 11:17). Aslında Babilliler Tanrı’nın esir düşmüş halkıyla çok alay etmişti. Onlara sevdikleri memleketlerine geri döneceklerine dair hiç ümit vermemişlerdi (İşa. 14:4, 17). Bu nedenle Yehova’nın bu vaadi gerçekten çok etkileyiciydi. Üstelik sürgünden dönenler sadık kaldığı sürece toprak da verimini koruyacaktı. Onlara bol bol ürün sağlayacaktı ve doyum veren işleri olacaktı. Kıtlığın getirdiği sefalet ve utanç geçmişte kalacaktı (Hezekiel 36:30’u okuyun).

17. Yehova’ya sunulan kurbanlarla ilgili nasıl bir vaat verilmişti?

¹⁷ 3. VAAT. Yehova’ya sunağında yeniden armağanlar sunulacak. Bu yayının 2. bölümünde gördüğümüz gibi, Kanun’a göre kurbanlar ve sunular Yehova’ya ibadetin çok önemli bir kısmıydı. Sürgünden dönen İsrailoğulları, itaatli olup ruhen temiz kaldığı sürece Yehova onların armağanlarını kabul edecekti. Böylece halk günahları için kefarette bulunabilecek ve Yehova’ya yaklaşabilecekti. Yehova onlara şu vaatte bulunmuştu: “Bütün İsrail halkı, hepsi Bana ibadet edecek. Orada onları memnuniyetle kabul edeceğim. Bağışlarınızı ve sunularınızın en iyilerini, bütün kutsal armağanlarınızı oraya getirmenizi isteyeceğim” (Hez. 20:40). Gerçekten de saf ve temiz ibadetin yeniden canlanması Tanrı’nın halkına nimetler getirecekti.

18. Yehova koyunlarıyla nasıl ilgilenecekti?

¹⁸ 4. VAAT. Artık kötü çobanlar olmayacak. Tanrı’nın halkının bu kadar büyük hatalar yapmasının başlıca nedenlerinden biri onlara önderlik eden yozlaşmış kişilerdi. Yehova bunun değişeceğini vaat etti. Bu kötü çobanlarla ilgili şunu söyledi: “Artık koyunlarımı gütmelerine izin vermeyeceğim . . . . Koyunlarımı onların ağzından çekip alacağım.” Yehova sadık kişilere de şu güvenceyi verdi: “Koyunlarımla ilgileneceğim” (Hez. 34:10, 12). Peki bunu nasıl yapacaktı? İmanlı ve sadık kişilerin çobanlık etmesini sağlayacaktı.

19. Yehova halkının arasındaki birlikle ilgili hangi vaatte bulundu?

¹⁹ 5. VAAT. Yehova’ya ibadet edenler arasında birlik olacak. Sürgünden önce Tanrı’nın halkının arasındaki birliğin bozulması, Yehova’ya ibadet eden sadık kişileri çok üzmüş olmalı. Halk sahte peygamberlerin ve yozlaşmış çobanların etkisiyle Yehova’yı temsil eden sadık peygamberlere isyan etmişti. Hatta karşıt gruplara bölünmüşlerdi. Bu nedenle Hezekiel’in bildirdiği şu vaat onları çok sevindirmiş olmalı: “Onlara tek yürek vereceğim ve içlerine yeni bir ruh koyacağım” (Hez. 11:19). Memleketlerine dönen Yahudiler, Tanrıları Yehova’yla ve birbirleriyle birlik içinde olduğu sürece onları kimse yenemezdi. İsrail milleti artık Yehova’ya utanç getirmek yerine O’nun ismini yüceltecekti.

20, 21. Sürgünden dönen halk, Tanrı’nın vaatlerinin gerçekleştiğini nasıl gördü?

²⁰ Sürgünden dönen Yahudiler bu beş vaadin gerçekleştiğini gördü mü? Yehova’ya sadık biri olan Yeşu’nun çok önceden söylediği şu sözler aklımıza geliyor: “Tanrınız Yehova’nın size verdiği güzel vaatlerden hiçbiri boş çıkmadı, hepsi gerçekleşti. O’nun bütün sözleri yerine geldi” (Yeşu 23:14). Bu sözler Yeşu’nun günlerinde gerçekleştiği gibi memleketlerine dönen Yahudilerin günlerinde de gerçekleşecekti.

²¹ Halk, bir zamanlar onları Yehova’dan uzaklaştıran putperestliği ve diğer iğrenç uygulamaları bıraktı. İmkânsız gibi görünse de onlar tekrar memleketlerine döndüler. Oradaki toprakları ekip biçmeye ve anlamlı bir hayat sürmeye başladılar. Yeruşalim’e dönünce yaptıkları ilk şeylerden biri Yehova’nın sunağını onarmak ve orada Yehova’yı memnun eden kurbanlar sunmaktı (Ezra 3:2-6). Yehova onlara imanlı çobanlar verdi. Onların arasında sadık bir kâhin ve yazıcı olan Ezra, başkâhin Yeşu, Nehemya ve Zerubbabel gibi valiler ve Haggay, Zekeriya ve Malaki gibi cesur peygamberler vardı. Ayrıca aralarında uzun zamandır tatmadıkları bir birlik vardı. Bunu korumak için tek yapmaları gereken Yehova’nın rehberliğine uymaktı (İşa. 61:1-4; Yeremya 3:15’i okuyun).

22. Yehova’nın sürgündeki halkına verdiği vaatlerin daha büyük bir gerçekleşmesinin olacağını nereden biliyoruz?

²² Yehova’nın sürgündeki halkına verdiği vaatlerin ilk gerçekleşmesi kuşkusuz çok heyecan vericiydi. Yine de bu, gelecekte çok daha büyük çapta görülecek olayların sadece küçük bir örneğiydi. Bunu nereden biliyoruz? Çünkü bu vaatler bir koşula bağlıydı. Yehova bu sözleri ancak halkı itaatli kalmaya devam ettiği sürece yerine getirecekti. Zamanla Yahudiler tekrar itaatsiz ve isyankâr bir tutum geliştirdi. Fakat Yeşu’nun dediği gibi Yehova’nın sözleri her zaman yerine gelir. O halde bu vaatler gelecekte çok daha büyük çapta ve kalıcı olarak gerçekleşecekti. Bunun nasıl olduğunu görelim.

“Sizi Memnuniyetle Kabul Edeceğim”

23, 24. “Her şeyin yenileneceği zaman” hangi yıl ve nasıl başladı?

²³ Kutsal Kitap’ı inceleyen kişiler olarak 1914 yılında bu kötü ortamın son günlerinin başladığını biliyoruz. Fakat Yehova’nın hizmetçileri için bu üzücü bir şey değildir. Aslında Kutsal Kitap 1914’te çok heyecan verici bir dönemin, yani ‘her şeyin yenileneceği zamanın’ başladığını gösterir (Elçi. 3:21, dipnot). Bunu nereden biliyoruz? 1914’te gökte neler olduğunu düşünelim. İsa Mesih kral olarak atanıp tahta geçti. Bu neden bir yenilenmeydi? Yehova, Kral Davut’a, krallığın sonsuza dek onun soyunda kalacağını vaat etmişti (1. Tar. 17:11-14). Fakat MÖ 607’de Babilliler Yeruşalim’i harap ettiğinde bu krallık kesintiye uğradı. Çünkü Davut’un soyundan gelen kralların yönetimi sona erdi.

²⁴ “İnsanoğlu” olarak da bilinen İsa Mesih, Davut’un soyundan geliyordu ve bu nedenle Davut’un krallığının yasal mirasçısıydı (Mat. 1:1; 16:13-16; Luka 1:32, 33). 1914’te Yehova, İsa’yı gökte tahta oturttu ve “her şeyin yenileneceği zaman” başlamış oldu. Artık Yehova bu kusursuz kralı kullanarak yenileme işine devam edecekti.

25, 26. (a) Büyük Babil’deki esaret ne zaman sona erdi? Bunu nasıl biliyoruz? (“Neden 1919?” başlıklı açıklamaya da bakın.) (b) 1919 yılından beri hangi sözler gerçekleşmeye başladı?

²⁵ Mesih gökte kral olduğunda hemen harekete geçti. Yaptığı ilk şeylerden biri, Babasıyla birlikte O’nun toplumunun ibadetini denetlemekti (Mal. 3:1-5). İsa’nın buğday ve delicelerle ilgili örneğinde önceden bildirdiği gibi, uzun süre boyunca buğdaylarla deliceleri yani meshedilmiş gerçek Hıristiyanlarla sahtelerini birbirinden ayırt etmek mümkün değildi.b Fakat 1914’te hasat vakti geldiğinde aralarındaki fark açıkça görülüyordu. 1914’ten önceki onlarca yıl boyunca sadık Mukaddes Kitap Tetkikçileri, Hıristiyan Âleminin korkunç yalanlarını açığa vurmuştu. Onlar bu yozlaşmış teşkilattan ayrılmaya başladılar. Artık Yehova’nın saf ve temiz ibadeti yeniden canlandırma vakti gelmişti. ‘Hasat vaktinin’ başlamasından sadece birkaç yıl sonra, 1919 yılının başlarında Tanrı’nın toplumu Büyük Babil’in esaretinden tamamen kurtuldu (Mat. 13:30). Artık sürgünlük bitmişti.

²⁶ Hezekiel’in yenilenmeyle ilgili bildirdiği sözler, Tanrı’nın halkının daha önce hiç görmediği ölçüde gerçekleşmeye başladı. Önceki paragraflarda ele aldığımız beş vaadin daha büyük çapta nasıl gerçekleştiğini görelim.

27. Tanrı’nın toplumu putperestlikten nasıl kurtuldu?

²⁷ 1. VAAT. Artık putperestlik ve diğer iğrenç dinsel uygulamalar olmayacak. 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında, sadık Hıristiyanlar küçük gruplar oluşturmaya ve sahte dinsel uygulamaları bırakmaya başladı. Üçleme, insan canının ölümsüzlüğü ve cehennem ateşi öğretilerinin Kutsal Kitap’a dayanmadığını fark ettiler. Sahte dinden kaynaklanan tüm bu öğretileri reddettiler. İbadet ederken dinsel nesneler kullanmanın putperestlik olduğunu açığa vurdular. Tanrı’nın toplumu zamanla haç kullanmanın da bir çeşit putperestlik olduğunu anladı (Hez. 14:6).

28. Yehova’nın toplumu hangi anlamda memleketlerine geri döndü?

²⁸ 2. VAAT. Tanrı’nın toplumu ruhi memleketlerine geri dönecek. Sadık Hıristiyanlar, büyük Babil’in sahte öğreti ve inançlarını geride bırakınca kendi ruhi memleketlerine girmiş oldular. Bu memleket Tanrı’nın nimetlerine sahip olacakları ruhi bir durum ya da ortamdır. Orada bir daha asla ruhi kıtlık çekmeyeceklerdi (Hezekiel 34:13, 14’ü okuyun). Yehova önceden görülmemiş ölçüde ruhi gıda sağlayarak bu memlekete bol bol nimetler verdi. Bu kitabın 19. bölümünde bu konuyu daha detaylı olarak ele alacağız (Hez. 11:17).

29. Duyuru işi 1919’da nasıl hız kazandı?

²⁹ 3. VAAT. Yehova’ya sunağında yeniden armağanlar sunulacak. MS birinci yüzyılda Hıristiyanlar, Tanrı’ya kurban olarak sunulan hayvanlardan çok daha değerli armağanlar vermeleri gerektiğini öğrendiler. Bunlar Yehova’yı yücelterek ve başkalarına O’nu anlatarak sundukları şükran kurbanlarıydı (İbr. 13:15). Esarette geçen yüzyıllar boyunca bu tür kurbanlar sunmak için bir düzenleme yoktu. Fakat esaretin sonlarına doğru Tanrı’nın toplumu artık şükran kurbanları sunmaya başlamıştı. Onlar hem duyuru işinde yoğun olarak çalışıyor hem de ibadetlerde Tanrı’ya övgüler sunuyordu. 1919’daysa “sadık ve sağgörülü hizmetkâr” duyuru işinin önemini daha çok vurgulamaya başladı ve bu işin daha kapsamlı yapılması için düzenlemeler yaptı (Mat. 24:45-47). Yehova’nın kutsal ismini yüceltenlerin sayısı giderek arttı. Yehova’nın sunağı onların şükran kurbanlarıyla dolup taştı.

30. İsa toplumuna iyi çobanlar sağlamak için neler yaptı?

³⁰ 4. VAAT. Artık kötü çobanlar olmayacak. Mesih, Tanrı’nın toplumunu Hıristiyan Âleminin vicdansız ve bencil çobanlarının elinden kurtardı. O sahte çobanlar gibi davrananlar, Mesih’in sürüsündeki görevlerini kaybetti (Hez. 20:38). İyi Çoban İsa koyunlarıyla yakından ilgilenilmesi için gerekeni yaptı. 1919’da sadık ve sağgörülü hizmetkârı atadı. Meshedilmiş sadık Hıristiyanlardan oluşan bu küçük grup, Tanrı’nın toplumuna iyi bakılması için ruhi gıdanın sağlanmasına önderlik etti. ‘Tanrı’nın sürüsüyle’ ilgilenirken onlara yardım etmeleri amacıyla zaman içinde ihtiyarlara da eğitim verildi (1. Pet. 5:1, 2). Yehova Tanrı’nın ve İsa Mesih’in Hıristiyan çobanlardan neler beklediğini hatırlatmak üzere sık sık Hezekiel 34:15, 16’da kayıtlı sözler kullanılır.

31. Yehova, Hezekiel 11:19’daki vaadini nasıl yerine getirdi?

³¹ 5. VAAT. Yehova’ya ibadet edenler arasında birlik olacak. Yüzyıllar içinde Hıristiyan Âlemi on binlerce mezhebe bölündü. Ayrıca birbirine düşman, sayısız tarikat ve grup var. Yehova ise Kendi toplumunda bir mucizenin gerçekleşmesini sağladı. Hezekiel aracılığıyla bildirdiği “onlara tek yürek vereceğim” vaadi olağanüstü şekilde yerine geliyor (Hez. 11:19). Bugün tüm dünyada Mesih’in takipçisi olan milyonlarca kişi farklı etnik, dinsel, ekonomik ve sosyal geçmişlere sahip. Buna rağmen aralarında harika bir uyum var. Aynı hakikatleri öğreniyorlar ve aynı işi yerine getiriyorlar. Yeryüzündeki yaşamının son gecesinde İsa, takipçilerinin arasında birlik olması için hararetle dua etmişti (Yuhanna 17:11, 20-23’ü okuyun). Günlerimizde Yehova bu dileği muhteşem bir şekilde yerine getirdi.

32. Yenilenmeyle ilgili vaatlerin gerçekleşmesi sizde hangi duyguları uyandırıyor? (“Esareti ve Yenilenmeyi Önceden Bildiren Sözler” başlıklı açıklamaya da bakın.)

³² Yenilenmeyle ilgili vaatlerin yerine geldiği bu zamanda yaşamaktan siz de heyecan duymuyor musunuz? Bugün ibadetimizin her alanında Hezekiel’in bildirdiği sözlerin gerçekleştiğini görüyoruz. Yehova Hezekiel aracılığıyla şu sözleri bildirmişti: “Sizi memnuniyetle kabul edeceğim” (Hez. 20:41). Bugün de Yehova’nın halkından memnun olduğuna eminiz. Yüzyıllar boyunca ruhi esarette olan bu toplum artık özgür. Onlar ruhen iyi besleniyor ve birlik içinde tüm dünyada Yehova’yı yüceltmeye devam ediyor. Siz de bu toplumun bir parçası olmaktan gurur duymuyor musunuz? Bununla birlikte şimdi Hezekiel’in yenilenmeyle ilgili bildirdiği sözlerin daha da büyük çapta gerçekleştiğini göreceğiz.

“Aden Bahçesi Gibi”

33-35. (a) Hezekiel 36:35’teki sözler, sürgündeki Yahudiler için ne anlama geliyordu? (b) Bu sözler, bugün Yehova’nın toplumu için ne anlama geliyor? (“Her Şeyin Yenileneceği Zaman” başlıklı açıklamaya da bakın.)

³³ Gördüğümüz gibi “her şeyin yenileneceği zaman” 1914’te İsa tahta oturduğunda başladı. Böylece krallık tekrar Davut’un soyuna geçti (Hez. 37:24). Yüzyıllar süren ruhi esaretten sonra Yehova, halkı arasında saf ve temiz ibadeti yeniden canlandırması için Mesih’e yetki verdi. Ancak Mesih’in yerine getirdiği yenileme işi bununla bitmedi. Aslında bu iş görkemli bir şekilde gelecekte de devam edecek. Hezekiel’in sözlerinden bununla ilgili bazı heyecan verici ayrıntılar öğrenebiliriz.

³⁴ Örneğin ilhamla bildirilen şu sözleri düşünelim: “İnsanlar şöyle diyecek: ‘Issız kalan memleket Aden Bahçesi gibi oldu’” (Hez. 36:35). Bu vaat, Hezekiel ve sürgündeki halk için ne anlama geliyordu? Kuşkusuz onlar bu sözlerin harfi anlamda yerine gelmesini beklemiyordu. Geri dönecekleri memleketin, bizzat Yehova tarafından hazırlanan Aden Bahçesi’ne ya da cennete tıpa tıp benzeyeceğini düşünmüyorlardı (Başl. 2:8). Bu sözlerle Yehova’nın onlara bir güvence verdiğini anlıyorlardı. Geri döndükleri memleket çok güzel ve verimli bir yer olacaktı.

³⁵ Bu vaat bugün bizim için ne anlama geliyor? Biz de İblis Şeytan’ın yönettiği bu kötü dünyada Aden Bahçesi’yle ilgili sözlerin harfi anlamda gerçekleşmesini beklemiyoruz. Ancak bu sözlerin ruhi anlamda gerçekleştiğinin farkındayız. Yehova’nın hizmetçileri olarak yenilenmiş bir ruhi memlekette yani ruhi cennette yaşıyoruz. Orada Yehova’ya canla başla hizmet ediyoruz. Kutsal hizmet hayatımızın odak noktası. Ruhi memleketimiz gittikçe güzelleşiyor. Peki gelecekte başka neler olacak?

36, 37. Yeryüzü cennet olduğunda hangi vaatler yerine gelecek?

³⁶ Büyük Armagedon savaşından sonra İsa’nın yenileme işi yeryüzünde harfi anlamda da gerçekleşecek. İsa, bin yıllık yönetimi sırasında insanların yeryüzünü bir cennete dönüştürmesine yardım edecek (Luka 23:43). Yehova’nın en başta amaçladığı gibi tüm dünya Aden Bahçesi’ne benzer bir cennet olacak. O zaman insanlar birbiriyle barış içinde yaşayacak ve yeryüzüyle özenle ilgilenecek. Orada onları korkutan ya da tehdit eden hiçbir şey olmayacak. Şu sözlerin yerine geleceği zamanı hayal edelim: “Onlarla bir barış ahdi yapacağım ve yırtıcı hayvanları memleketten kovacağım. O zaman halkım kırlarda güvenlik içinde yaşayacak ve ormanlarda uyuyacak” (Hez. 34:25).

³⁷ Hiç korkmadan dünyanın her köşesini gezebileceğinizi düşünün. Hiçbir hayvan size zarar vermiyor. Huzurunuzu kaçıracak hiçbir tehlike yok. Ormanın derinliklerine tek başınıza gidebilecek ve oradaki güzellikleri keşfedebileceksiniz. Hatta geceyi bile orada geçirebileceksiniz. Sağ salim ve dinlenmiş bir şekilde uyanacağınızdan hiçbir şüpheniz olmayacak.

38. Hezekiel 28:26’daki vaatleri düşündüğünüzde neler hissediyorsunuz?

³⁸ Şu sözlerin gerçekleştiğini de göreceğiz: “Orada güvende olacaklar, evler yapacaklar ve bağlar kuracaklar. Onları küçümseyen bütün komşularına verdiğim hüküm gerçekleşince, artık güvende yaşayacaklar ve o zaman anlayacaklar ki Ben Tanrıları Yehova’yım” (Hez. 28:26). Yehova’nın tüm düşmanları yok edildiğinde dünyanın her yerinde barış ve güvenlik olacak. Bir yandan yeryüzüyle ilgilenirken bir yandan da kendimiz ve sevdiklerimiz için rahat evler inşa edeceğiz ve verimli bağlar kuracağız.

39. Hezekiel’in cennetle ilgili kaleme aldığı vaatlerin yerine geleceğinden neden emin olabiliriz?

³⁹ Bu vaatler sadece hoş bir hayal mi? İçinde yaşadığımız yenilenme döneminde şimdiye kadar nelere tanık olduğunuzu hatırlayın. İnsanlık tarihinin en karanlık döneminde, Şeytan’ın muhalefetine rağmen İsa, Tanrı’dan yetki aldı ve O’nun onayladığı ibadeti yeniden canlandırdı. Tanrı’nın Hezekiel aracılığıyla verdiği tüm vaatlerin gerçekleşeceğine dair ne güçlü bir kanıt!