Ekim
1 Ekim Cumartesi
“Yehova’nın düşünüşünü kim anlıyor ki O’na akıl verebilsin?” Biz ise Mesih’in düşünüşüne sahibiz (1. Kor. 2:16).
İsa’yı tanırsak onun düşünce ve davranış tarzını örnek alırız. Ve onun düşünce tarzını ne kadar iyi bilir ve örnek alırsak, onunla dostluğumuz o kadar güçlü olur. Peki İsa’yı nasıl örnek alabiliriz? Tek bir noktaya bakalım. İsa kendini memnun etmekten çok başkalarına yardım etmeye odaklandı (Mat. 20:28; Rom. 15:1-3). Böyle bir tutuma sahip olduğu için özverili ve bağışlayıcı biriydi. İnsanların onun hakkında söylediği sözlere gücenmedi (Yuhn. 1:46, 47). İnsanları zamanda dondurmadı, yani onları geçmişte yaptıkları hatalarla hatırlamadı (1. Tim. 1:12-14). İsa’nın insanlara bakış açısını benimsememiz önemlidir, çünkü o şöyle dedi: “Aranızda sevgi olursa, herkes benim öğrencilerim olduğunuzu bununla bilecek” (Yuhn. 13:35). Öyleyse kendinize şöyle sorun: “İsa’yı örnek alarak, iman kardeşlerimle barış içinde olmak için elimden gelen her şeyi yapıyor muyum?” w20.04 24 p. 11
2 Ekim Pazar
Benim adımı yüceltecekler (İşa. 29:23).
Yehova’nın ismine iftira eden ve küfreden insanlarla dolu bir dünyada yaşasanız da, Yehova’nın ismini savunabilir ve insanlara O’nun kutsal, adil, iyi ve sevgi dolu biri olduğunu anlatabilirsiniz. O’nun yönetimini destekleyebilirsiniz. İnsanların şunu anlamasına yardım edebilirsiniz: Yehova’nın yönetim tarzı en iyisidir ve sadece bu yönetim tüm yaratılışa barış ve mutluluk getirecektir (Mezm. 37:9, 37; 146:5, 6, 10). İnsanlara Kutsal Kitaptaki hakikatleri öğretirken genelde Tanrı’nın egemenliği, yani O’nun evreni yönetme hakkına sahip olduğu üzerinde duruyoruz. Ancak Tanrı’nın kanunlarına odaklanmak önemliyse de, başlıca amacımız insanların Babamız Yehova’yı sevmesine ve O’na vefalı olmasına yardım etmektir. Bu nedenle Yehova’nın harika niteliklerine dikkat çekmeli ve bu ismin temsil ettiği Kişiyi tanıtmalıyız (İşa. 63:7). Bu şekilde öğretim verdiğimizde, insanların Yehova’yı sevmesine ve vefalarından dolayı O’na itaat etmesine yardım ederiz. w20.06 6 p. 16; 7 p. 19
3 Ekim Pazartesi
İnsana ağzı veren kim? . . . . Ben Yehova, değil miyim? (Çık. 4:11).
İnsan beyni bir mühendislik harikasıdır. Ana rahmindeyken beyniniz belirli bir plana göre gelişti ve her dakika binlerce yeni beyin hücresi oluştu. Araştırmacılar bir yetişkinin beyninde nöron adı verilen, 100 milyar kadar özel hücre olduğunu tahmin ediyor. Bu hücreler yaklaşık 1,5 kilogram ağırlığındaki beynimizi oluşturuyor. Beynimizin hayranlık uyandıran yeteneklerinden biri konuşma yeteneğimizdir. Siz her bir kelimeyi söylerken beyniniz dilinizde, boğazınızda, dudaklarınızda, çenenizde ve göğsünüzde bulunan yaklaşık 100 kasın hareketini koordine etmelidir. Söylediğimiz sözcüklerin anlaşılabilmesi için tüm bu kasların tam doğru zamanda hareket etmesi gerekir. 2019 yılında yayımlanmış bir araştırma, yeni doğmuş bebeklerin kelimeleri ayırt edebildiğini gösterdi. Bu bulgu birçok araştırmacının şu görüşünü pekiştiriyor: Bir dili ayırt etme ve öğrenme yeteneğine doğuştan sahibiz. Konuşma yeteneğimiz gerçekten de Tanrı’dan bir armağandır! w20.05 22-23 p. 8-9
4 Ekim Salı
Kurucusu ve yapıcısı Tanrı olan, temelleri sağlam şehri bekliyordu (İbr. 11:10).
İbrahim Yehova’ya seve seve itaat edip Ur şehrindeki rahat yaşamını bıraktı. Çünkü “temelleri sağlam şehri” bekliyordu (İbr. 11:8-10, 16). İbrahim’in beklediği şehir Tanrı’nın Krallığıdır. Bu krallık İsa Mesih ve 144.000 meshedilmiş Hıristiyandan oluşur. Pavlus bu krallıktan ‘yaşayan Tanrı’ya ait bir şehir, gökteki Yeruşalim’ olarak söz etti (İbr. 12:22; Vah. 5:8-10; 14:1). İsa öğrencilerine bu krallığın gelmesi, böylece Tanrı’nın isteğinin gökte olduğu gibi yerde de gerçekleşmesi için dua etmeyi öğretti (Mat. 6:10). İbrahim, Krallığın nasıl bir yapısı olacağıyla ilgili ayrıntıları biliyor muydu? Hayır. Bu ayrıntılar yüzyıllar boyunca kutsal bir sır olarak kaldı (Efes. 1:8-10; Kol. 1:26, 27). Fakat İbrahim, soyundan gelecek bazı kişilerin kral olacağını biliyordu. Yehova bu konuda ona açıkça bir söz vermişti (Başl. 17:1, 2, 6). w20.08 2-3 p. 2-4
5 Ekim Çarşamba
‘Efendimizin yolunda yürümeye devam edin. Onda köklenmiş olarak, onu temel alarak gelişmeye devam edin ve iman yolunda istikrarlı olun’ (Kol. 2:6, 7).
Hakikate isyan edenlerin fikirlerini reddetmeliyiz. İblis, Hıristiyan cemaati kurulduğundan beri, Tanrı’nın sadık kullarının zihnine şüphe tohumları ekmek için hilekâr kişileri kullanıyor. Dolayısıyla gerçeklerle yalanları ayırt etmeyi öğrenmeliyiz. Düşmanlarımız Yehova’ya güvenimizi ve kardeşlerimize sevgimizi zayıflatmak için interneti ve sosyal medyayı kullanabilir. Bu yalanların arkasında kimin olduğunu unutmayın ve bunlara kanmayın! (1. Yuhn. 4:1, 6; Vah. 12:9). Şeytan’ın saldırılarına karşı koyabilmek için, İsa’ya ve onun Tanrı’nın amacındaki rolüne duyduğumuz güveni güçlendirmeliyiz. Ayrıca Yehova’nın bugün kullandığı tek kanal olan sadık ve sağgörülü hizmetkâra da güvenmeliyiz (Mat. 24:45-47). Tanrı’nın Sözünü düzenli olarak incelediğimizde bu güvenimiz güçlenir. O zaman imanımız toprağın derinlerine kök salmış bir ağaç gibi sağlam olur. Elçi Pavlus bugünün ayetinde böyle bir benzetme yaptı. w20.07 23-24 p. 11-12
6 Ekim Perşembe
İnsan görünüşe bakar oysa Yehova yüreğe bakar (1. Sam. 16:7).
Kusurlu olduğumuz için, insanları görünüşe bakarak yargılama eğilimimiz var (Yuhn. 7:24). Fakat gördüğümüz şeyler bize bir kişi hakkında çok az bilgi verir. Örneğin, zeki ve deneyimli bir doktor bile bir hastanın sırf görünüşüne bakarak sadece sınırlı ölçüde bilgi edinebilir. Hastanın tıbbi geçmişini, duygusal yapısını ya da şikâyetlerini öğrenebilmek için onu dikkatle dinlemelidir. Hatta hastasından, vücudunun iç kısımlarını görmek için röntgen çektirmesini bile isteyebilir. Aksi halde yanlış bir tedavi uygulayabilir. Benzer şekilde biz de kardeşlerimizin sırf görünüşüne bakarak onları tam olarak anlayamayız. Görünenin ötesine bakmaya, yani gerçekte nasıl biri olduklarını görmeye çalışmalıyız. Elbette yürekleri okuyamayız. Fakat Yehova’yı örnek almak için elimizden geleni yapabiliriz. O kullarını dinler. Geçmişlerini ve koşullarını hesaba katar. Ayrıca onlara şefkat gösterir. w20.04 14-15 p. 1-3
7 Ekim Cuma
‘Sağduyulu olduğunuzu gösterin’ (Rom. 12:3).
Alçakgönüllülük geliştirmeliyiz, çünkü gururlu kişiler “sağduyulu” değildir. Onlar kendini beğenmiş ve tartışma çıkarmaya hazır kişilerdir. Düşünce ve davranış tarzları yüzünden sık sık kendilerine ve başkalarına zarar verirler. Düşünce tarzlarını değiştirmedikleri sürece Şeytan onların zihinlerini köreltecek ve yozlaştıracaktır (2. Kor. 4:4; 11:3). Alçakgönüllü biri sağduyuludur. Kendisi hakkında dengeli ve makul bir görüşe sahiptir, başkalarının pek çok yönden kendinden üstün olduğunun farkındadır (Filip. 2:3). Ayrıca Tanrı’nın kibirlilere karşı olduğunu, fakat alçakgönüllülere lütuf gösterdiğini bilir (1. Pet. 5:5). Sağduyulu kişiler Yehova’yı karşılarına almak istemezler. Alçakgönüllü tutumumuzu korumak için Kutsal Kitaptaki şu öğüdü uygulamamız gerekir: “Alışkanlıklarıyla birlikte eski kişiliği üzerinizden çıkarıp atın . . . . yeni kişiliği giyin.” İsa’nın yaşamını incelemeli ve onun adımlarını elimizden gelen en iyi şekilde izlemeliyiz (Kol. 3:9, 10; 1. Pet. 2:21). w20.07 7 p. 16-17
8 Ekim Cumartesi
Beden tek olduğu halde birçok uzuvdan oluşur (1. Kor. 12:12).
Yehova’nın cemaatinin bir parçası olmak çok büyük bir ayrıcalıktır. Barışçı, mutlu insanlarla dolu ruhi bir cennetteyiz. Peki cemaatte sizin nasıl bir yeriniz var? Pavlus cemaati insan bedenine benzetti. Cemaatteki bireylerin de bedenin uzuvları gibi olduğunu söyledi (Rom. 12:4-8; 1. Kor. 12:12-27; Efes. 4:16). Pavlus’un verdiği örnekten alabileceğimiz bir ders şudur: Her birimiz Yehova’nın ailesinde önemli bir yere sahibiz. Pavlus örneğine şu sözlerle başladı: “Bir bedende birçok uzvumuz vardır ve uzuvlarımızın hepsi aynı işi görmez. Aynı şekilde, biz de çok kişi olduğumuz halde Mesih’te birleşmiş tek bir bedeniz ve uzuvların hepsi birbirine aittir” (Rom. 12:4, 5). Pavlus ne anlatmak istiyordu? Her birimizin cemaatte farklı bir rolü var, fakat her birimiz çok değerliyiz. w20.08 20 p. 1-2, 4
9 Ekim Pazar
Yehova [ona] “Nasıl?” diye sordu (1. Kral. 22:21).
Siz anne babalar, Yehova’yı alçakgönüllülük konusunda nasıl örnek alabilirsiniz? Uygun durumlarda, bir işin nasıl yapılacağıyla ilgili çocuklarınızdan fikir alın. Ve mümkünse önerilerini uygulayın. Yehova sabırlı olmak konusunda da örnektir. O, başkaları O’nun kararlarını sorguladığında bile sabırlı davrandı. İbrahim Yehova’nın Sodom ve Gomorra’yı yok etme kararıyla ilgili kaygılarını dile getirdiğinde Yehova onu dinledi (Başl. 18:22-33). Ayrıca O’nun İbrahim’in karısı Sara’ya nasıl davrandığını da düşünelim. Sara ilerlemiş yaşına rağmen hamile kalacağını öğrendiğinde gülmüştü, fakat Yehova bunun için ona kızmadı (Başl. 18:10-14). Tersine, Sara’ya saygıyla davrandı. Anne babalar ve ihtiyarlar, Yehova’dan neler öğrenebilirsiniz? Çocuklarınız ya da cemaatteki kardeşler verdiğiniz kararları sorguladığında nasıl tepki veriyorsunuz? Hemen kendinizi savunmaya mı geçiyorsunuz? Yoksa onların bakış açısını anlamaya mı çalışıyorsunuz? Aile reisleri ve ihtiyarlar Yehova’yı örnek aldığında aileler ve cemaatler şüphesiz bundan yarar görür. w20.08 10 p. 7-9
10 Ekim Pazartesi
Gücüm zayıflıkta tam olur (2. Kor. 12:9).
Hakikati ilk öğrendiğimizde muhtemelen başkalarından yardım almaya istekliydik. Çünkü ruhen bebek olduğumuzun ve daha öğreneceğimiz çok şey olduğunun farkındaydık (1. Kor. 3:1, 2). Peki ya şimdi? Eğer Yehova’ya yıllardır hizmet ediyorsak ve çok deneyim kazandıysak yardım kabul etmeye istekli olmayabiliriz; özellikle de yardım teklif eden kişi hakikatte bizim kadar eski değilse. Ancak Yehova bizi güçlendirmek için genelde iman kardeşlerimizi kullanır (Rom. 1:11, 12). Eğer Yehova’dan güç almak istiyorsak bu gerçeğin farkında olmalıyız. Başarı birinin gücüne, eğitimine, geldiği kültüre ya da maddi durumuna değil, onun alçakgönüllü tutumuna ve Yehova’ya güvenmesine bağlıdır. Öyleyse hepimiz şu üç yolla ilerlemeye devam edelim: (1) Yehova’ya güvenelim, (2) Kutsal Kitaptaki imanlı kişilerden ders alalım ve (3) iman kardeşlerimizin yardımını kabul edelim. Bunları yaptığımızda, kendimizi ne kadar zayıf hissedersek hissedelim Yehova bizi güçlü kılacak! w20.07 14 p. 2; 19 p. 18-19
11 Ekim Salı
Aynı çabayı göster[in]. Böylece gevşek davranmayıp, imanları ve sabırlarıyla vaatler alanları örnek almış olursunuz (İbr. 6:11, 12).
Aile fertlerimize şahitlikte bulunurken sabırlı olmakta zorlanabiliriz. Vaiz 3:7’deki ilke bize yardım eder. Orada şöyle der: “Susmanın vakti, konuşmanın vakti var.” İyi davranışlarımızla onlara sessizce şahitlikte bulunabiliriz; yine de hakikati anlatmak için fırsatları değerlendirmeye daima hazırız (1. Pet. 3:1, 2). Duyuru ve öğrenci yetiştirme işinde gayretli olsak da aile fertlerimiz de dahil herkese karşı sabırlı davranmalıyız. Hem Kutsal Kitaptaki imanlı kişilerden hem de günümüzde yaşayan kardeşlerimizden sabırlı olmak konusunda çok şey öğrenebiliriz. Örneğin Habakkuk kötülüğün sona ermesini çok istiyordu, fakat “Nöbet yerimde duracağım, . . . . bekleyeceğim” diyerek sabırlı olduğunu gösterdi (Hab. 2:1). Elçi Pavlus da görevini ‘tamamlamayı’ çok istese de, ‘iyi habere tam anlamıyla tanıklık etmeyi’ sabırla sürdürdü (Elçi. 20:24). w20.09 11-12 p. 12-14
12 Ekim Çarşamba
[İsa] Tanrı’ya eşit olmayı aklından bile geçirmedi (Filip. 2:6).
İsa evrende Yehova’dan sonra en yetkili ikinci kişi olsa da, kendisi hakkında gerekenden fazla düşünmez. İsa gibi alçakgönüllü bir tutum sergileyen kişiler Tanrı’nın toplumunu tanıtan sevgi bağını güçlendirirler (Luka 9:48; Yuhn. 13:35). Eğer cemaatte sorunlar olduğunu ve bunların uygun şekilde ele alınmadığını düşünüyorsanız ne yapmalısınız? Şikâyet etmektense önderlik edenleri destekleyerek alçakgönüllü davranabilirsiniz (İbr. 13:17). Bunu yapabilmek için kendinize şunları sorun: “Gördüğüm sorunlar gerçekten de düzeltilmesi gereken ciddi şeyler mi? Bunların düzeltilmesi için uygun zaman şimdi mi? Sorunu düzeltmesi gereken kişi ben miyim? Kendimi dürüstçe değerlendirirsem, aramızdaki birliğe katkıda bulunmaya mı çalışıyorum, yoksa kendimi ön plana çıkarmaya mı çalışıyorum?” Yehova yetenekten çok alçakgönüllülüğe, verimlilikten çok birliğe değer verir. Bu nedenle, Yehova’ya alçakgönüllü şekilde hizmet etmek için elinizden geleni yapın. Bunu yaptığınızda cemaatin birliğine katkıda bulunursunuz (Efes. 4:2, 3). w20.07 4-5 p. 9-11
13 Ekim Perşembe
İsa onlara şöyle dedi: “Korkmayın! Kardeşlerime haber götürün” (Mat. 28:10).
İsa’ya “kendi olanaklarıyla” hizmet eden imanlı kadınların desteği onun için çok değerliydi (Luka 8:1-3). İsa onlara derin ruhi hakikatler açıkladı. Örneğin, öleceğini ve sonra diriltileceğini söyledi (Luka 24:5-8). Tıpkı elçileri gibi bu kadınları da ileride yaşayacakları sınavlara hazırladı (Mar. 9:30-32; 10:32-34). Elçileri İsa tutuklandığında kaçtığı halde, o kadınlardan bazılarının İsa işkence direğinde ölürken orada olması dikkate değer (Mat. 26:56; Mar. 15:40, 41). Onun diriltildiğine ilk tanık olan kişiler imanlı kadınlardı. İsa onlardan elçilere gidip diriltildiğini söylemelerini istedi (Mat. 28:5, 9, 10). MS 33 yılının Pentekost gününde ruhla meshedilen kişilerin arasında belki kadınlar da vardı. Eğer öyleyse, onlar da mucizevi şekilde yabancı diller konuşma yeteneği almış ve ‘Tanrı’nın muhteşem işlerini’ insanlara anlatmış olabilir (Elçi. 1:14; 2:2-4, 11). w20.09 23 p. 11-12
14 Ekim Cuma
Her zaman kendine ve öğretişine dikkat et (1. Tim. 4:16).
Öğrenci yetiştirme işi hayat kurtaran bir iştir. Bunu nereden biliyoruz? İsa Matta 28:19, 20’de bir emir verdi ve şöyle dedi: ‘Gidin insanları öğrencim olarak yetiştirin; onları vaftiz edin.’ Vaftiz edilmek ne kadar önemlidir? Kurtulmak istiyorsak vaftiz edilmemiz şarttır. Vaftiz olmak isteyen biri, sonsuz yaşama kavuşmanın ancak İsa’nın uğrumuzda ölmesi ve diriltilmesi sayesinde mümkün olduğuna iman etmeli. Bu nedenle Elçi Petrus iman kardeşlerine şöyle yazdı: ‘Şimdi de vaftiz vardır ve İsa Mesih’in dirilişi sayesinde sizi kurtarıyor’ (1. Pet. 3:21). Dolayısıyla yeni bir öğrenci vaftiz edildiğinde sonsuza dek yaşamayı ümit edebilir. Öğrenci yetiştirmek için ‘öğretme sanatımızı’ geliştirmeliyiz (2. Tim. 4:1, 2). Neden? Çünkü İsa şu emri verdi: ‘Gidin insanları öğrencim olarak yetiştirin. Onlara öğretin.’ Pavlus da Timoteos’a bu işe ‘devam etmesini’ söyledi, ‘çünkü bunu yaparak hem kendini hem de onu dinleyenleri kurtaracaktı.’ w20.10 14 p. 1-2
15 Ekim Cumartesi
Bundan sonra insan yakalayacaksın (Luka 5:10).
Elçi Petrus ‘insan yakalamayı’ sevdi. Ve Yehova’nın desteğiyle bu işte çok başarılı oldu (Elçi. 2:14, 41). İyi haberi Yehova’yı sevdiğimiz için duyuruyoruz. Duyuru işine katılmamızın başlıca sebebi bu. Yehova’ya duyduğumuz sevgi, hissettiğimiz herhangi bir yetersizlik duygusunu aşmamıza yardım edebilir. İsa, Petrus’u ‘insan yakalamaya’ davet ettiğinde, ona “Korkma artık” dedi (Luka 5:8-11). Petrus’un korkmasının sebebi, İsa’nın öğrencisi olursa başına neler gelebileceği değildi. Az önce İsa’nın yardımıyla muazzam miktarda balık yakalamışlardı, Petrus büyük bir şaşkınlık içindeydi. İsa’nın bir mucize yaptığını anlamıştı ve kendisini onunla birlikte çalışmaya layık görmüyordu. Petrus gibi siz de korkuyor olabilirsiniz. Belki Mesih’in öğrencisi olmanın neler gerektirdiğini fark ettiğiniz için böyle hissediyorsunuz. Öyleyse Yehova’ya, İsa’ya ve komşularınıza duyduğunuz sevgiyi güçlendirin. O zaman İsa’nın davetini kabul etmeye istekli olacaksınız (Mat. 22:37, 39; Yuhn. 14:15). w20.09 3 p. 4-5
16 Ekim Pazar
Gidin . . . . insanları öğrencim olarak yetiştirin. . . . . Size emrettiğim her şeye uymalarını onlara öğretin (Mat. 28:19, 20).
“Sonsuz yaşama karşı doğru tutuma sahip olanları” bulmak için zamanımızı, enerjimizi ve olanaklarımızı seve seve kullanıyoruz (Elçi. 13:48). Bu şekilde İsa’yı örnek alıyoruz. O şöyle dedi: “Benim yiyeceğim, beni gönderenin isteğini yapmak ve O’nun verdiği işi tamamlamaktır” (Yuhn. 4:34; 17:4). Biz de tüm yüreğimizle aynı şeyi arzuluyoruz. Bize verilen işi tamamlamak istiyoruz (Yuhn. 20:21). Ayrıca sona kadar bu işi gayretle yerine getirirken, faaliyetsiz kişiler de dahil başkalarının da bize katılmasını istiyoruz (Mat. 24:13). Kabul etmek gerekir ki, İsa’nın verdiği kapsamlı görevi yerine getirmek kolay değil. Ancak bu işte tek başımıza değiliz. İsa yanımızda olacağına söz verdi. Öğrenci yetiştirme görevini “Tanrı’nın iş arkadaşları” olarak ve “Mesih’le birlik içinde” yerine getiriyoruz (1. Kor. 3:9; 2. Kor. 2:17). Dolayısıyla bunu başarabiliriz. Bize verilen görevi yerine getirmek ve başkalarının da bunu yapmasına yardım etmek çok büyük bir ayrıcalık ve zevktir! (Filip. 4:13). w20.11 7 p. 19-20
17 Ekim Pazartesi
İsa büyüyüp gelişiyor, hikmetini artırıyordu. Tanrı’nın ve insanların takdirini kazanıyordu (Luka 2:52).
Anne babaların seçimleri çocukların hayatında genellikle uzun süreli etkiler bırakır. Eğer seçimleri kötü olursa çocuklarının sorunlar yaşamasına yol açabilirler. Fakat doğru seçimler yaparlarsa, çocuklarının mutlu ve doyum veren bir hayata sahip olma ihtimali daha yüksek olur. Elbette çocuklar da doğru kararlar vermelidir. Bir insanın verebileceği en iyi karar, sevgi dolu babamız Yehova’ya hizmet etmektir (Mezm. 73:28). İsa’nın anne babası çocuklarının Yehova’ya hizmet etmesine yardım etmek istiyordu. Yaptıkları seçimler hayattaki başlıca amaçlarının bu olduğunu kanıtladı (Luka 2:40, 41, 52). İsa da Yehova’nın isteğini yerine getirmesine yardım eden doğru seçimler yaptı (Mat. 4:1-10). O büyüdüğünde iyi yürekli, vefalı ve cesur bir yetişkin oldu. Yehova’yı seven her anne baba İsa gibi bir oğula sahip olmaktan büyük bir gurur ve mutluluk duyardı. w20.10 26 p. 1-2
18 Ekim Salı
Gözlerin dosdoğru ileri baksın (Özd. 4:25).
Şu durumları düşünün: Yaşlı bir hemşiremiz geçmişe dair güzel anılarını düşünüyor. Artık hayatı zorlaşmış olsa da Yehova için elinden geleni yapmaya devam ediyor (1. Kor. 15:58). Her gün kendisini sevdikleriyle birlikte cennette yaşarken hayal ediyor. Başka bir hemşire bir iman kardeşinin kendisini üzdüğünü hatırlıyor, fakat küskünlüğü bir kenara bırakmayı tercih ediyor (Kol. 3:13). Bir birader geçmişte yaptığı hataların farkında, ama Yehova’ya artık tüm gücüyle hizmet etmeye odaklanıyor (Mezm. 51:10). Bu üç kardeşin durumunda ortak olan şey nedir? Hepsi geçmişte olanları hatırlıyor, ancak geçmişe takılıp kalmıyorlar. Bunun yerine ‘dosdoğru ileri bakıyorlar’, yani geleceğe odaklanıyorlar. Bu neden önemli? Yürürken sürekli arkasına bakan biri düz bir şekilde ilerleyemez. Yehova’ya hizmetimiz için de benzer bir durum söz konusu. Eğer sürekli geçmişi düşünürsek Yehova’ya sunduğumuz hizmette gelişemez ve ilerleyemeyiz (Luka 9:62). w20.11 24 p. 1-3
19 Ekim Çarşamba
Davut’u . . . . küçümsedi (1. Sam. 17:42).
Güçlü bir savaşçı olan Golyat Davut’un güçsüz ve zayıf olduğunu düşündü. Ne de olsa kendisi daha iriydi, savaş için daha donanımlıydı ve eğitimli bir askerdi. Davut ise doğru dürüst bir savaş donanımı olmayan deneyimsiz bir gençti. Fakat Davut Yehova’nın gücüne güvendi ve düşmanını yendi (1. Sam. 17:41-45, 50). Davut, kendini zayıf ve güçsüz hissetmesine yol açabilecek başka bir zorlukla daha mücadele etmeliydi. O, Yehova’nın İsrail kralı olarak tayin ettiği Saul’a vefayla hizmet ediyordu ve Kral Saul başlarda ona saygı duyuyordu. Ancak Saul sonradan gururu yüzünden onu kıskandı. Davut’a kötü davranmaya başladı, hatta onu öldürmeye çalıştı (1. Sam. 18:6-9, 29; 19:9-11). Davut hiç hak etmediği halde kötü muamele görse de Yehova’nın tayin ettiği krala saygı göstermeye devam etti (1. Sam. 24:6). Yehova’ya güvendi ve bu zorluğa dayanabilmek için O’ndan güç istedi (Mezm. 18:1; üstyazı). w20.07 17 p. 11-13
20 Ekim Perşembe
Son vakitte güney kralı onunla [kuzey kralıyla] çekişme içinde olacak (Dan. 11:40).
Kuzey kralı ve güney kralıyla ilgili peygamberlik sözünün büyük kısmı gerçekleşti, dolayısıyla geri kalanının da gerçekleşeceğine güvenebiliriz. Daniel’in 11. bölümündeki peygamberlik sözünü anlamak için şunları aklımızda tutmalıyız: Bu kayıt, yalnızca Tanrı’nın toplumunu doğrudan etkileyen yöneticileri ve hükümetleri anlatır. Tanrı’ya hizmet eden kişiler dünya nüfusunun küçük bir kısmını oluştursa da, genellikle dünyadaki önemli olayların merkezinde olmuşlardır. Çünkü Şeytan ve onun kontrolündeki dünyanın başlıca amacı, Yehova ve İsa’ya hizmet eden kişileri yok etmektir (Başl. 3:15; Vah. 11:7; 12:17). Daniel’in sözlerini incelerken şunu da akılda tutmalıyız: Bu peygamberlik sözü Kutsal Kitaptaki diğer peygamberlik sözleriyle uyum içinde olmalıdır. Aslında bu sözleri ancak Kutsal Kitabın diğer kısımlarıyla karşılaştırırsak doğru anlayabiliriz. w20.05 2 p. 1-2
21 Ekim Cuma
Ölüler nasıl diriltilir? Ne tür bir bedenle hayata gelirler? (1. Kor. 15:35).
Bugün birçok kişi ölümden sonra insana ne olduğuyla ilgili kişisel görüşlere sahip. Peki bu konuda Kutsal Kitap ne öğretiyor? Biri öldüğünde bedeni çürür. Fakat evreni yoktan var eden Yaratıcımız, o kişiyi yeni hayatına uygun bir bedenle diriltebilir (Başl. 1:1; 2:7). Tanrı’nın birini diriltmek için o kişinin önceki bedenine ihtiyacı yoktur. Elçi Pavlus gökteki dirilmeyi anlatmak için bir örnek verdi. ‘Bir tahıl tanesinden’, yani ‘tohumdan’ bahsetti. Toprağa ekilen bir tohum filizlenir ve yeni bir bitki haline gelir. Bu yeni bitki, ekilen küçük tohumdan oldukça farklıdır. Pavlus bu örnekle Yaratıcımızın, yarattığı varlıklara Kendi uygun gördüğü şekilde bir beden verebileceğini gösterdi. Pavlus ayrıca “Göğe ait varlıklar ve yere ait varlıklar vardır” dedi. “Yere ait varlıklar” arasında olan biz insanlar, etten kemikten bedenlere sahibiz. “Göğe ait varlıklar” arasında olan melekler ise ruhi bedenlere sahip (1. Kor. 15:36-41). w20.12 10 p. 7-9
22 Ekim Cumartesi
Canım acılara daha ne kadar direnecek? Yüreğimdeki kederi günler boyu taşıyacak mıyım? (Mezm. 13:2)
Hepimiz sakin ve huzurlu bir hayat isteriz. Hiç kimse kaygı duymaktan hoşlanmaz. Yine de zaman zaman kaygılara boğulabilir ve Kral Davut’un bugünün ayetinde sorduğu soruları sorabiliriz. Birçok şey kaygılanmamıza neden olabilir ve bunlardan bazılarına engel olamayız. Örneğin yiyecek ve giysi fiyatlarının ya da kiraların her yıl artmasını önleyemeyiz. İş veya okul arkadaşlarımızın, ahlaksız ya da dürüst olmayan davranışlarda bulunmamız için bize baskı yapmasına da engel olamayız. Ayrıca yaşadığımız yerde işlenen suçları durduramayız. Bu sorunlarla karşılaşıyoruz, çünkü yaşadığımız dünyadaki insanların çoğu kararlarını Kutsal Kitap ilkelerine göre vermiyor. Bu dünyanın tanrısı olan Şeytan, bazı insanların “bu ortamın kaygısı” yüzünden Yehova’ya hizmet etmeyeceğini biliyor (Mat. 13:22; 1. Yuhn. 5:19). Dolayısıyla onun kontrolündeki dünyanın kaygı ve stres yaratan sorunlarla dolu olmasına şaşırmıyoruz. w21.01 2 p. 1, 3
23 Ekim Pazar
Kardeşinden nefret eden katildir ve bilirsiniz ki, hiçbir katilin sonsuz yaşamı olmaz (1. Yuhn. 3:15).
Elçi Yuhanna kardeşlerimizden nefret etmememiz için bizi uyardı. Bu konuda verdiği öğüdü uygulamazsak Şeytan’ın bizi kullanmasına izin vermiş oluruz (1. Yuhn. 2:11). Bu, birinci yüzyılın sonlarına doğru bazılarının başına geldi. Şeytan Tanrı’nın toplumundaki kişilerin yüreğine nefret tohumları ekmek ve onları bölmek için her şeyi yapıyordu. Yuhanna mektuplarını yazdığı sırada, Şeytan’ın tutumunu sergileyen bazıları cemaate sızmıştı. Örneğin Diotrefis cemaatte ciddi ayrılıklara yol açıyordu. Yönetim kurulunun gezici temsilcilerine saygısızlık ediyordu. Hatta kendi hoşlanmadığı kişilere konukseverlik gösterenleri cemaatten çıkarmaya çalışıyordu. Ne kadar küstahça bir tutum! (3. Yuhn. 9, 10). Şeytan bugün de Tanrı’nın toplumunu parçalamak için her yola başvuruyor. Nefretin bizi bölmesine asla izin vermeyelim! w21.01 11 p. 14
24 Ekim Pazartesi
Şahitlik işini bitirdiklerinde, . . . . canavar onlarla savaşacak ve onları yenip öldürecek (Vah. 11:7).
I. Dünya Savaşı’nda hem Alman hem de İngiliz hükümeti, savaşmayı reddeden Tanrı’nın hizmetçilerine zulmetti. Ayrıca Vahiy 11:7-10’daki sözlerin gerçekleşmesi olarak, ABD hükümeti duyuru işine önderlik eden kişileri hapse attı. Ardından 1930’larda ve özellikle II. Dünya Savaşı sırasında kuzey kralı Tanrı’nın toplumuna acımasızca saldırdı. Hitler ve onu destekleyenler Yehova’nın toplumunun faaliyetini yasakladı. Yüzlerce kardeşimizi öldürdüler, binlercesini de toplama kamplarına gönderdiler. Kuzey kralı duyuru işini yasakladı ve bu şekilde ‘kutsal mekânın kutsallığını bozdu’ ve ‘günlük sunuyu ortadan kaldırdı’ (Dan. 11:30b, 31a). Hatta Hitler Tanrı’nın toplumunu ülkeden silmeye yemin etti. w20.05 6 p. 12-13
25 Ekim Salı
Kardeş sevginizi sıcak bir şefkatle gösterin. Birbirinize saygı göstermekte siz önce davranın (Rom. 12:10).
Birbirimize sıcak bir sevgi gösterdiğimizde cemaati rekabetçi bir tutumdan korumuş oluruz. Hatırlarsak, Yonatan tahta geçmek için Davut’la mücadele etmeye çalışmadı. Onu rakip olarak görmedi (1. Sam. 20:42). Hepimiz Yonatan’ı örnek alabiliriz. İman kardeşlerinizi yeteneklerinden ötürü rakip olarak görmeyin, tersine “başkalarını kendinizden üstün tutarak alçakgönüllü davranın” (Filip. 2:3). Şunu akılda tutmalıyız ki, herkesin cemaat için yapabileceği bir şeyler vardır. Alçakgönüllü tutumumuzu koruyalım, böylece kardeşlerimizin iyi yönlerini görebilir ve onlardan çok şey öğrenebiliriz (1. Kor. 12:21-25). Birbirimize sıcak bir sevgi gösterdiğimizde Tanrı’nın toplumundaki birliği güçlendiririz. İsa’nın öğrencileri olduğumuzu kanıtlarız ve bu iyi yürekli insanları hakiki tapınmaya çeker. Hepsinden önemlisi de ‘merhamet dolu Baba ve her tesellinin kaynağı olan’ Yehova’yı yüceltiriz (2. Kor. 1:3). w21.01 24 p. 14; 25 p. 16
26 Ekim Çarşamba
Siz dünyaya ait değilsiniz . . . . bu yüzden dünya sizden nefret ediyor (Yuhn. 15:19).
Bugün Yehova’ya hizmet eden bizler, bazen cahil ve zayıf kişiler olarak görülüyoruz ve alaylara maruz kalıyoruz. Neden? Çünkü çevremizdeki insanların tutumlarını benimsemiyoruz. Biz alçakgönüllü, yumuşak başlı ve itaatli olmaya çalışıyoruz. Bu dünya ise gururlu, küstah ve isyankâr kişilere hayranlık duyuyor. Ayrıca biz siyasete karışmıyoruz ve herhangi bir ülkenin ordusunda yer almıyoruz. Bu dünyadan farklı olduğumuz için insanlar bizi hor görüyor (Rom. 12:2). Dünya hakkımızda ne düşünürse düşünsün Yehova bizimle olağanüstü işler başarıyor. Örneğin, tarihteki en büyük duyuru faaliyetini yürütüyor. Kulları bugün dünyada en geniş çapta tercüme edilen ve dağıtılan dergileri yayımlıyor. Ayrıca Kutsal Kitabı kullanarak milyonlarca insanın daha iyi bir yaşam sürmesine yardım ediyorlar. Tüm bu başarıların ardında Yehova var. w20.07 15 p. 5-6
27 Ekim Perşembe
Her şeyi Babamın bana emrettiği gibi yapıyorum (Yuhn. 14:31).
İsa Yehova’ya boyun eğer, ama bunun nedeni zekâdan ya da yetenekten yoksun olması değildir. Sadece çok zeki olan biri İsa gibi basit ve net bir öğretim verebilirdi (Yuhn. 7:45, 46). Ayrıca Yehova İsa’nın yeteneklerine o kadar güveniyordu ki, evreni yaratırken Kendisiyle çalışmasına izin verdi (Özd. 8:30; İbr. 1:2-4). Üstelik Yehova İsa’yı dirilttikten sonra ‘gökte ve yerde bütün yetkiyi’ ona verdi (Mat. 28:18). Ancak İsa çok yetenekli olsa da, daima Yehova’nın rehberliğine başvurur. Neden? Çünkü Babasını çok sever. Kocalar şunu unutmamalı: Yehova’nın bir kadından kocasına boyun eğmesini isteme nedeni, kadınları erkeklerden aşağı görmesi değildir. Yehova’nın, İsa’yla birlikte hüküm sürmek üzere hem erkekleri hem de kadınları seçmesi bunun kanıtıdır (Gal. 3:26-29). Yehova, Oğluna güvendiğini ona yetki vererek gösterdi. Benzer şekilde hikmetli bir koca da karısına bir ölçüde yetki verir. w21.02 11 p. 13-14
28 Ekim Cuma
Sıkıntıya tahammül edenlerin mutlu olduğunu söylüyoruz (Yak. 5:11).
Tanrı’nın Sözü bir ayna gibidir; hangi alanlarda gelişmemiz gerektiğini ve bunu nasıl yapabileceğimizi görmemize yardım eder (Yak. 1:23-25). Örneğin Kutsal Kitabı incelerken, öfkemizi kontrol etmemiz gerektiğini fark edebiliriz. Yehova’nın yardımıyla, bizi öfkelendirebilecek insanlar ya da sorunlar karşısında yumuşak başlı davranmayı öğreniriz. Daha net düşünebilir ve daha iyi kararlar verebiliriz (Yak. 3:13). Kutsal Kitabı iyi bilmemiz gerçekten de çok önemli! Bazen nelerden kaçınmamız gerektiğini ancak bir hata yapınca öğreniriz. Ancak hikmet kazanmanın daha iyi bir yolu, başkalarının başarı ve hatalarından ders almaktır. Bu nedenle Yakup bizi İbrahim, Rahab, Eyüp ve İlya gibi kişilerin yaşadıklarını incelemeye teşvik etti (Yak. 2:21-26; 5:10, 11, 17, 18). Yehova’nın bu vefalı kulları, sevinçlerini çalabilecek sınavlara dayanabildiler. Onların tahammül konusunda bıraktığı örnek, Yehova’nın yardımıyla bizim de aynısını yapabileceğimizi gösterir. w21.02 29-30 p. 12-13
29 Ekim Cumartesi
Planlar danışılarak sağlamlaştırılır; savaşını da sağlam rehberliğe göre sürdür (Özd. 20:18).
Bir tetkik sırasında, kişinin Tanrı’nın Sözünü anlamasına yardım etme sorumluluğu en başta tetkiki idare eden müjdeciye aittir. Bir kardeş sizi tetkikine davet ederse, size düşen onu desteklemektir (Vaiz 4:9, 10). Peki o tetkikin verimli geçmesine nasıl katkıda bulunabilirsiniz? Tetkike hazırlanın. Öncelikle tetkiki idare eden kardeşten kişi hakkında biraz bilgi isteyin. Örneğin yaşı, inançları ya da ailesi hakkında bilgi alabilirsiniz. Ayrıca şöyle sorabilirsiniz: “Hangi konuyu inceleyeceksiniz? Bu hafta yapacağınız incelemede hedefin nedir? Tetkik sırasında söylemem ya da yapmam gereken bir şey var mı? Söylemekten ya da yapmaktan kaçınmam gereken bir şey var mı? İlerlemesi için kişiyi nasıl teşvik edebilirim?” Tabii ki kardeş kişiyle ilgili mahrem bir bilgiyi sizinle paylaşmayacak. Fakat vereceği bilgiler size yardımcı olabilir. Joy isimli bir görevli vaiz şöyle diyor: “Bu bilgiler hizmet arkadaşımın tetkike nasıl katkıda bulunabileceğini düşünmesine ve inceleme yapan kişiye ilgi göstermesine yardım ediyor.” w21.03 9 p. 5-6
30 Ekim Pazar
Dünya sizden nefret ederse, bilin ki sizden önce benden nefret etti (Yuhn. 15:18).
Dünyanın bizden nefret etmesinin bir nedeni, Tanrı’nın standartlarıyla uyumlu bir yaşam sürmemizdir. Tanrı’nın standartlarıyla, dünyanın düşük ahlak standartları arasında çok büyük bir zıtlık var. Örneğin, geçmişte Sodom ve Gomorra’da yaşayan kişiler iğrenç cinsel davranışlarda bulunuyordu ve Tanrı oradaki insanları bu davranışları yüzünden yok etmişti. Oysa bugün birçok insan bu tür davranışları açıkça onaylıyor! (Yahd. 7). Kutsal Kitabın ahlak standartlarına uyduğumuz için birçok kişi bizimle alay ediyor ve hoşgörüsüz insanlar olduğumuzu söylüyor! (1. Pet. 4:3, 4). Nefrete maruz kaldığımızda ve hakaret gördüğümüzde dayanmamıza ne yardım edebilir? Yehova’nın bize yardım edeceğine güçlü bir imanımız olmalı. İmanımız bir kalkan gibi ‘kötünün tüm ateşli oklarını söndürebilir’ (Efes. 6:16). Fakat imanın yanı sıra sevgiye de ihtiyacımız var. Neden? Çünkü sevgi kolayca kızmaz, acı veren her şeye katlanır ve dayanır (1. Kor. 13:4-7, 13). Yehova’ya, iman kardeşlerimize ve hatta düşmanlarımıza duyduğumuz sevgi nefrete dayanmamıza yardım eder. w21.03 21 p. 3-4
31 Ekim Pazartesi
Çabuk gücenen biri olma; çünkü kırgınlık akılsızların bağrında barınır (Vaiz 7:9).
İman kardeşlerimize olan sevgimizi bazen bazı şeyleri yapmayarak gösteririz. Örneğin sözlerine kolayca gücenmeyiz. İsa yeryüzündeyken yaşanmış bir olaya bakalım. O, öğrencilerine yaşam kazanmak için bedeninden yiyip kanından içmeleri gerektiğini söylemişti (Yuhn. 6:53-57). Bu sözler birçok öğrencisini öyle sarstı ki, onu takip etmeyi bıraktılar. Fakat vefalı dostları böyle yapmadı. Aslında onlar da İsa’nın sözlerini anlamamış ve muhtemelen şaşırmışlardı. Ama İsa’nın yanlış şeyler söylediğini varsayıp ona gücenmediler. Tersine, hakikati söylediğini bildikleri için ona güvendiler (Yuhn. 6:60, 66-69). Dostlarımızın sözlerine kolayca gücenmememiz gerçekten de çok önemli. Bunun yerine, ne demek istediklerini açıklamaları için onlara fırsat verelim (Özd. 18:13). w21.01 11 p. 13