Şubat
1 Şubat Perşembe
Benim sizi sevdiğim gibi birbirinizi sevin (Yuhn. 15:12).
Günün ayeti ne anlama geliyor? İsa’nın da açıkladığı gibi, bu özverili bir sevgidir. Böyle bir sevgi İsa’nın bir takipçisini, gerektiğinde kardeşi için canını bile vermeye yöneltir. Tanrı’nın Sözü sevginin ne kadar önemli olduğunu birçok kez vurgular. Pek çok kişi Kutsal Kitaptaki en sevdiği ayetlerden bazılarının şunlar olduğunu söylüyor: “Tanrı sevgidir” (1. Yuhn. 4:8). “Komşunu kendin gibi seveceksin” (Mat. 22:39). “Sevgi birçok günahı örter” (1. Pet. 4:8). “Sevgi asla son bulmaz” (1. Kor. 13:8). Bu ve başka birçok ayet sevgi niteliğini geliştirmenin ve bu niteliği göstermenin ne kadar önemli olduğunu açıkça gösteriyor. Yalnızca O’nun ruhuna ve desteğine sahip olan kişiler birbirlerine gerçek sevgi gösterebilirler (1. Yuhn. 4:7). İşte İsa bu nedenle, çıkarsız sevgi göstermenin gerçek takipçilerini tanıtacağını söyledi. İsa’nın dediği gibi, birçok kişi onun gerçek takipçilerini birbirlerine gösterdikleri sevgiden ayırt ediyor. w23.03 27-28 p. 5-8
2 Şubat Cuma
Günahların bağışlandı (Luka 7:48).
Daha bağışlayıcı biri olmak istiyorsanız ne yapabilirsiniz? Kutsal Kitapta başkalarını bağışlayan ya da bağışlamayan kişilerle ilgili birçok kayıt bulunur. İlk olarak, bu kayıtları okuyup üzerinde derin düşünebilirsiniz. Örneğin İsa başkalarını bağışlamaya her zaman hazırdı (Luka 7:47). Ayrıca başkalarının hatalarına değil, onların iyi olanı yapabileceklerine, yani potansiyellerine odaklandı. Oysa Ferisiler başkalarının hakkında hiç de böyle düşünmüyordu; onlar ‘diğer insanları hiçe sayıyordu’ (Luka 18:9). Bu kayıtlar üzerinde düşündükten sonra kendinize şunu sorun: “Başkalarının hangi niteliklerine odaklanıyorum?” Eğer birini bağışlamakta zorlanıyorsanız, o kişinin aklınıza gelen tüm iyi niteliklerini yazın. Sonra şu sorular üzerinde düşünün: “İsa bu kişiyi nasıl görüyor? Benim yerimde olsaydı onu bağışlar mıydı?” Böyle bir inceleme yapmak, düşünce tarzımızı değiştirmemize yardım eder. Belki başta bizi kıran kişileri bağışlamakta zorlanabiliriz. Ama bu konuda çaba göstermeye devam edersek zamanla daha bağışlayıcı biri olabiliriz. w22.04 23 p. 6
3 Şubat Cumartesi
Meleğini göndererek, . . . . [vahyi] simgelerle iletti (Vah. 1:1).
Vahiy kitabında Tanrı’nın düşmanlarının canavarlarla simgelendiğini görüyoruz. Mesela, ‘denizden çıkan’ ve “on boynuzu, yedi başı” olan bir canavardan bahsedilir (Vah. 13:1). Daha sonra, yerden çıkan başka bir canavar anlatılır. Bu canavar, ‘ejder gibi konuşur’ ve ‘gökten ateş indirir’ (Vah. 13:11-13). Kitap daha sonra ‘kızıl bir canavardan’ bahseder ve bu canavarın üzerinde oturan bir fahişe vardır. Bu üç canavar da çok uzun yıllardır Yehova Tanrı’ya ve Krallığına düşmandır. Bu nedenle, onların kimliğini bilmemiz oldukça önemlidir (Vah. 17:1, 3). Bu canavarların ve fahişenin kimleri temsil ettiğini belirlemenin en iyi yolu, yine Kutsal Kitaba bakmaktır; çünkü Vahiy kitabında geçen simgelerin çoğu Kutsal Kitabın diğer kısımlarında açıklanmaktadır. w22.05 8-9 p. 3-4
4 Şubat Pazar
Tanrın Yehova’yı bütün yüreğinle . . . . seveceksin (Mat. 22:37).
Bazı kardeşlerimiz yaşları ilerlediği ya da sağlık durumları kötüleştiği için Yehova’ya istedikleri kadar hizmet edemiyorlar ve bu durum onları çok üzüyor. Yehova’ya istediğiniz kadar hizmet edemediğiniz için cesaret kırıklığı yaşıyorsanız kendinize şunu sorun: “Yehova benden ne bekliyor?” Şimdiki koşullarınızda O’na elinizden gelenin en iyisini vermenizi. Şöyle bir durum düşünelim: 80’li yaşlarında bir hemşire Yehova’ya 40’lı yaşlarında olduğu kadar hizmet edemediği için kendini kötü hissediyor. Şu anda elinden gelenin en iyisini yaptığını bilse de bunun Yehova’yı memnun etmediğini düşünüyor. Peki bu doğru mu? Şunu düşünün: Bu hemşire 40’lı yaşlarında Yehova’ya elinden gelenin en iyisini veriyordu. Ama şimdi de aynısını yapıyor. Yani Yehova’ya elinden gelenin en iyisini vermeyi hiç bırakmadı. Biz de elimizden gelenin en iyisini yaparsak Yehova bir anlamda bize “Aferin” diyecek (Matta 25:20-23 ile karşılaştırın). Yapamadıklarımız yerine yapabildiklerimize odaklanmak sevincimizi korumamıza yardım eder. w22.04 10 p. 2; 11 p. 4-6
5 Şubat Pazartesi
Kutsal şehir Yeni Yeruşalim’i . . . . gördüm (Vah. 21:2).
Vahiy kitabının 21. bölümü, 144.000 kişiyi “Yeni Yeruşalim” olarak adlandırılan bir şehre benzetir ve bu şehir olağanüstü güzellikte bir yer olarak betimlenir. Şehrin duvarlarının on iki temel taşı vardır ve onların üzerinde “Kuzunun on iki elçisinin isimleri” yazılıdır (Vah. 21:10-14; Efes. 2:20). Bu simgesel şehir başka hiçbir şehre benzemiyordu. Ana yolu saf altından, on iki kapısı inciden, duvarları ve temelleri değerli taşlardan yapılmıştı ve ölçüleri kusursuz bir denge yansıtıyordu (Vah. 21:15-21). Fakat Yuhanna bir şeyin eksik olduğunu fark etti. O şöyle diyor: “Şehrin içinde bir mabet görmedim, çünkü onun mabedi Mutlak Güce Sahip Yehova Tanrı ve Kuzuydu. Şehirde güneşin ya da ayın ışığına gerek yoktu, çünkü onu aydınlatan Tanrı’nın ihtişamıydı ve onun meşalesi Kuzuydu” (Vah. 21:22, 23). Evet, Yeni Yeruşalim’i oluşturan kişiler Yehova’ya doğrudan yaklaşabilecek (İbr. 7:27; Vah. 22:3, 4). w22.05 17 p. 14-15
6 Şubat Salı
Birbirinize katlanmaya ve birbirinizi gönülden bağışlamaya devam edin. Yehova sizi gönülden bağışladığı gibi, siz de bağışlayın (Kol. 3:13).
Yehova Yaratıcımız, kanun koyucumuz ve hâkimimiz olmasının yanı sıra, aynı zamanda sevgi dolu babamızdır (Mezm. 100:3; İşa. 33:22). Dolayısıyla bir günah işlediğimizde ve tövbe ettiğimizde bizi sadece yetkisi olduğu için değil, istediği için de bağışlar (Mezm. 86:5). Yehova, İşaya peygamber aracılığıyla bize içimizi rahatlatan şu güvenceyi veriyor: “Günahlarınız kıpkırmızı olsa da kar gibi beyaz olur” (İşa. 1:18). Kusurlu olduğumuzdan birbirimizi kıracak şeyler söyler ya da yaparız (Yak. 3:2). Ama bu durum birbirimizle iyi ilişkilere sahip olamayacağımız anlamına gelmiyor. Eğer bağışlayıcı olursak dostluklarımızı sürdürebiliriz (Özd. 17:9; 19:11; Mat. 18:21, 22). Yehova birbirimize karşı yaptığımız ufak hatalara takılmamamızı ve bağışlayıcı olmamızı ister. Bunu yapmamız çok önemlidir. Çünkü Yehova da bizim hatalarımızı “bol bol bağışlar” (İşa. 55:7). w22.06 8 p. 1-2
7 Şubat Çarşamba
İmanları ve sabırlarıyla vaatler alanları örnek al[ın] (İbr. 6:12).
Kendimizi başkalarıyla karşılaştırmamalıyız. Bunun yerine onları örnek alabiliriz. İsa’yı düşünelim. O kusursuz biriydi. Biz onun gibi olamayız, ama onun güzel niteliklerini ve başkalarına davranış tarzını örnek alabiliriz (1. Pet. 2:21). Onun adımlarını izlemek için elimizden geleni yaptığımızda Yehova’ya daha iyi hizmet ederiz. Tanrı’nın Sözünde, kusurlu olmalarına rağmen örnek alabileceğimiz birçok sadık kişi bulunur. Örneğin, Kral Davut. Yehova onun için “Yüreğime göre bir adam” demişti (Elçi. 13:22). Ancak Davut ciddi hatalar yaptı. Yine de bizim için iyi bir örnektir. Çünkü kendini haklı çıkarmaya çalışmadı. Bunun yerine hatasını kabul etti ve yaptıklarından gerçekten pişmanlık duydu. Bunun sonucunda Yehova onu affetti (Mezm. 51:3, 4, 10-12). w22.04 13 p. 11-12
8 Şubat Perşembe
‘İnsan canı için her şeyini verir’ (Eyüp 2:4).
Kutsal Kitap ölümün düşmanımız olduğunu söyler (1. Kor. 15:25, 26). Özellikle biz ya da sevdiğimiz biri ciddi bir hastalığa yakalandığında ölüm düşüncesi bizi korkutabilir. Neden? Çünkü Yehova bizi sonsuza dek yaşama arzusuyla yarattı (Vaiz 3:11). Fakat ölüm korkusu bazı yönlerden bizi koruyabilir. Sağlıklı beslenmek ve spor yapmak konusunda doğru kararlar vermemize yardım eder. Ayrıca hastalandığımızda doktora gideriz ve gerekli tedaviyi oluruz. Dahası, hayatımızı gereksiz yere tehlikeye atacak şeyler yapmaktan kaçınırız. Şeytan yaşama değer verdiğimizi biliyor. Hayatımızı korumak için Yehova’yla ilişkimizden bile vazgeçeceğimizi iddia ediyor (Eyüp 2:5). Fakat bu konuda çok yanılıyor. Yine de bir gerçek var ki, Şeytan ‘ölüm silahlarının sahibidir.’ Dolayısıyla Yehova’yı bırakmamız için doğal olan ölüm korkumuzu kullanabilir (İbr. 2:14, 15). w22.06 18 p. 15-16
9 Şubat Cuma
Öfkeniz gün batmadan dinsin (Efes. 4:26).
Yasak altındayken küçük gruplar halinde buluşmamız gerekebilir. Bu nedenle aramızdaki barışı korumamız her zamankinden daha önemlidir. Birbirimizle değil, Şeytan’la savaşmalıyız. Kardeşlerimizin hatalarını görmezden gelmeli ve aramızdaki anlaşmazlıkları hemen çözmeye çalışmalıyız (Özd. 19:11). Kardeşlerimize yardım etmek için ilk adımı biz atalım (Tit. 3:14). Örneğin bir tarla hizmeti grubundaki kardeşler yardıma ihtiyaç duyan bir hemşireye destek olmuştu. Bu tüm grup üzerinde olumlu bir etki yarattı. Birbirlerine daha da yaklaştılar ve bir aile gibi oldular (Mezm. 133:1). Bugün binlerce kardeşimiz, hükümetlerin yasaklarına rağmen Yehova’ya hizmet etmeye devam ediyor. Onlardan bazıları imanları nedeniyle hapiste. Onlar ve aileleri için dua edebiliriz. Ayrıca bazı kardeşlerimiz hapisteki kardeşlerinin Yehova’ya yakın kalmasına yardım ediyor, onların fiziksel ihtiyaçlarıyla ilgileniyor ve mahkemelerde onları savunuyor. Tüm bunları tutuklanmayı göze alarak yapıyorlar. Bu kardeşlerimizi de dualarımızda anabiliriz (Kol. 4:3, 18). Evet, duanın gücünü asla hafife almayın (2. Sel. 3:1, 2; 1. Tim. 2:1, 2). w22.12 26 p. 15-16
10 Şubat Cumartesi
Başkasına öğreten sen, kendine öğretmez misin? (Rom. 2:21).
Çocuklar anne babalarından gördüklerini taklit ederler. Tabii ki hiçbir anne baba kusursuz değildir (Rom. 3:23). Yine de çocuklarına iyi örnek olabilmek için ellerinden geleni yaparlar. Bir baba şöyle söyledi: “[Çocuklar] . . . . söylediğimiz ve yaptığımız her şeyi emen bir sünger gibidirler ve öğrettiklerimizle yaptıklarımız uyuşmadığında bunu hemen söylerler.” Bu yüzden çocuklarınızın Yehova’yı sevmesini istiyorsanız, önce sizin O’na olan sevginiz güçlü olmalı ve davranışlarınızdan açıkça belli olmalı. Anne babalar çocuklarının Yehova’yı sevmesine yardım etmek için birçok şey yapabilir. Andrew isimli 17 yaşında bir genç şöyle diyor: “Anne babam her zaman bana dua etmenin ne kadar önemli olduğunu öğretti. Kendim dua etmiş olsam bile babam her gece benimle birlikte dua ederdi. . . . . Şimdi, Yehova’yla konuşmak ve O’nu sevgi dolu bir baba olarak görmek bana zor gelmiyor.” Anne babalar, şunu hiç unutmayın: Sizin Yehova’ya olan sevginiz, çocuklarınızın da O’nu sevmesine çok yardım eder. w22.05 28 p. 7-8
11 Şubat Pazar
Vaftiz . . . . sizi kurtarıyor (1. Pet. 3:21).
Vaftize hazır olmak için ilk başta yapmamız gereken şeylerden biri günahlarımızdan dolayı içtenlikle tövbe etmektir (Elçi. 2:37, 38). Bunu yapmak bizi davranışlarımızı değiştirmeye yöneltir. Ahlaksız yaşam tarzı, tütün kullanımı, kötü ya da aşağılayıcı konuşma tarzı gibi Yehova’yı memnun etmeyen alışkanlıklarınızı bıraktınız mı? (1. Kor. 6:9, 10; 2. Kor. 7:1; Efes. 4:29). Bu konuda elinizden gelen çabayı gösterin. Sizinle Kutsal Kitabı inceleyen kişiden ya da cemaatteki ihtiyarlardan yardım isteyin. Eğer ailenizle birlikte yaşayan bir gençseniz anne babanızdan yardım isteyebilirsiniz. Böylece vaftiz edilmenize engel olan alışkanlıklarınızın üstesinden gelebilirsiniz. Yapmamız gereken başka bir şey de ruhi faaliyetlerimizi sürdürmektir. Bunun kapsamına ibadetlere katılmak ve cevaplar vermek de girer (İbr. 10:24, 25). Ayrıca hizmete çıkmaya yeterliyseniz bunu da hayatınızın bir parçası haline getirin. w23.03 10-11 p. 14-16
12 Şubat Pazartesi
Yehova Tanrı yılana şunları söyledi: “Bunu yaptığın için . . . . lanetli oldun” (Başl. 3:14).
Başlangıç 3:14, 15 ayetleri yılandan ve yılanın soyundan bahseder. Bir yılan Yehova’nın sözlerini anlayamayacağından bu, gerçek bir yılan olamazdı. Dolayısıyla, Yehova’nın muhatabı zekâ sahibi bir varlık olmalıydı. Peki o kimdi? Vahiy 12:9 onun kim olduğunu açıkça gösterir. Ayet ‘eski yılanın’ İblis Şeytan olduğunu söyler. Kutsal Kitapta soy ifadesi bazen mecaz anlamda kullanılır. Bir kişinin düşünce ve davranışlarını yakından örnek alan kişilerden onun çocukları olarak bahsedilir. Dolayısıyla, yılanın soyunu da tıpkı Şeytan gibi Yehova’ya karşı gelen ve O’nun toplumuna zulmeden ruhi varlıklar ve insanlar oluşturur. Babaları Şeytan gibi davranan kötü insanlar ve Nuh’un günlerinde gökteki konumlarını terk eden melekler bu gruba girer (Başl. 6:1, 2; Yuhn. 8:44; 1. Yuhn. 5:19; Yahd. 6). w22.07 15 p. 4-5
13 Şubat Salı
Nelerin daha önemli olduğunu saptayabilirsiniz (Filip. 1:10).
Elçi Pavlus iman kardeşlerini çok seviyordu. Kendisi de birçok zorluk yaşadığından sınavlar yaşayan kardeşlerine şefkat ve duygudaşlık gösterebildi. Bir defasında parasız kalmıştı ve hem kendisinin hem de yanındakilerin ihtiyaçlarını karşılamak için bir iş bulması gerekiyordu (Elçi. 20:34). Korintos’a geldiğinde kendisi gibi çadırcılık yapan Akuila ve Priskilla’yla birlikte çalıştı. Fakat “her Sebt günü” hem Yahudilere hem de Yunanlılara iyi haberi duyururdu. Daha sonra Silas ve Timoteos yanına geldiğinde “sözü duyurmak üzere yoğun bir şekilde çalışmaya başladı” (Elçi. 18:2-5). Pavlus’un başlıca amacı Yehova’ya hizmet etmekti ve bu bakış açısını hiç kaybetmedi. Hem iyi haberi duyurmak hem de ihtiyaçlarını karşılamak için çok çalıştı. Dolayısıyla bu konuda kardeşlerine yararlı tavsiyelerde bulunabilecek durumdaydı. Onlara hayatın baskıları ve ailevi sorumluluklarına rağmen “daha önemli” şeyleri, yani Yehova’ya ibadetlerini ihmal etmemeleri gerektiğini hatırlattı. w22.08 20 p. 3
14 Şubat Çarşamba
İyi haberin tüm milletlerde duyurulması gerekir (Mar. 13:10).
Yehova’nın isteği, Krallığın iyi haberinin tüm yeryüzünde duyurulmasıdır (1. Tim. 2:3, 4). Bu iş O’nun için o kadar önemli ki bunun sorumluluğunu oğlu İsa Mesih’e verdi. İsa’nın önderlik ettiği duyuru işinin son gelmeden önce Yehova’nın istediği şekilde tamamlanacağından emin olabiliriz (Mat. 24:14). Peki nasıl? İsa göğe dönmeden önce takipçilerine şöyle söyledi: “Gökte ve yerde bütün yetki bana verildi.” Hemen ardından da şunları ekledi: “Bu nedenle, siz gidin bütün milletlerden insanları öğrencim olarak yetiştirin” (Mat. 28:18, 19). Evet görüyoruz ki, duyuru işine önderlik etme yetkisi İsa Mesih’e verilmiştir. Bu iş, o zamandan bugüne dek İsa’nın gözetimi altında devam ediyor. w22.07 8 p. 1, 3, 4
15 Şubat Perşembe
Mezarlarda olan herkesin onun sesini işitip çıkacağı zaman geliyor. O zaman, iyi işler yapanlar yaşam için . . . . dirilmiş olacaklar (Yuhn. 5:28, 29).
Doğru olanlar, yani ölmeden önce iyi işler yapanlar ‘yaşam için dirilmiş olacak.’ Çünkü onların isimleri hayat kitabında yazılı. Dolayısıyla, Yuhanna 5:29’daki “iyi işler yapanlar” ve Elçiler 24:15’teki “doğru olanlar” aynı kişilerdir. Bu anlayışımız Romalılar 6:7’deki “Ölen kişi günahından beraat etmiştir” sözleriyle de uyumludur. Doğru olan bu kişiler öldüğünde Yehova onların günahlarını siler; ancak ölmeden önceki iyi işlerini unutmaz (İbr. 6:10). Tabii doğru olan bu kişiler de diriltildikten sonra, isimlerinin hayat kitabından silinmemesi için Yehova’ya olan sadakatlerini korumalılar. w22.09 18 p. 13, 15
16 Şubat Cuma
Yehova . . . . ahdine bağlı kalan güvenilir Tanrı’dır (Tekr. 7:9).
Daniel peygamber güvenilir olmak konusunda harika bir örnekti. O, Babil’e bir tutsak olarak götürülse de kısa süre içinde güvenilir biri olarak isim yaptı. Yehova’nın yardımıyla Babil Kralı Nabukadnezar’ın rüyalarını yorumladığında insanlar ona daha da güvenmeye başladı (Dan. 4:20-22, 25). Yıllar sonra Daniel Babil sarayının duvarında görünen gizemli yazıyı doğru şekilde yorumlayınca güvenilirliğini bir kez daha kanıtlamış oldu (Dan. 5:5, 25-29). Daha sonra Med Darius ve yüksek konumdaki görevliler de Daniel’in farklı biri olduğunu gördüler. Onlar Daniel’in ‘güvenilir, ihmalciliği ve yolsuzluğu görülmemiş’ biri olduğunu kabul ettiler (Dan. 6:3, 4). Biz de kendimize, “Güvenilir biri olarak tanınıyor muyum?” diye sorabiliriz. Çünkü güvenilir biri olduğumuzda Yehova’yı yüceltiriz. w22.09 8-9 p. 2-4
17 Şubat Cumartesi
Sevgili çocukları olarak Tanrı’ya benzemeye çalışın (Efes. 5:1).
Yehova’nın doğru ve yanlış konusundaki standartlarına uymaktan yarar görürüz. Bunu şöyle örnekleyelim: Bir ülkenin her şehrinde farklı trafik işaretleri ve kuralları olsaydı sonuç kaos olurdu. Ya da sağlık çalışanları tedavi konusunda belirlenen standartlara uymasaydı birçok hasta hayatını kaybederdi. Gördüğümüz gibi, güvenilir standartların olması bizi korur. Benzer şekilde, Tanrı’nın neyin doğru neyin yanlış olduğuyla ilgili standartları da bizim yararımızadır. Yehova, koyduğu standartlara göre yaşayan kişilere nimetler verir. O, Sözünde şunu vaat ediyor: “Doğrular yeryüzünü mülk edinir, orada sonsuza dek otururlar” (Mezm. 37:29). Bir düşünün, herkes Yehova’nın standartlarına göre yaşadığında insanlar kim bilir ne kadar mutlu, huzurlu ve birlik içinde olacak. Evet, Yehova bizim böyle bir hayata sahip olmamızı istiyor. Gerçekten de doğruluğu sevmek için harika nedenlere sahibiz. w22.08 27-28 p. 6-8
18 Şubat Pazar
Aklı başında ve uyanık olun (1. Pet. 5:8).
Zorluklar yaşadığımızda Yehova’ya ve teşkilatına olan vefamız sınanabilir. Peki bu zorlukların üstesinden nasıl gelebiliriz? Aklı başında davranmalı, uyanık kalmalı ve iman yolunda kararlı olmalıyız. Sakin kaldığımızda, net şekilde düşündüğümüzde ve olayları Yehova’nın bakış açısından görmeye çalıştığımızda aklı başında davranmış oluruz. Bunu yaptığımızda duygularımız düşüncelerimize hâkim olmaz. Belki bir iman kardeşiniz, belki de sorumlu konumdaki bir birader size kötü davrandı. Muhtemelen kardeşinizin niyeti sizi kırmak değildi (Rom. 3:23; Yak. 3:2). Yine de onun davranışları nedeniyle çok üzülmüş olabilirsiniz. Belki aklınızdan şöyle geçmiş olabilir: “Eğer Tanrı’ya hizmet eden biri böyle davranıyorsa bu gerçekten Tanrı’nın teşkilatı olabilir mi?” İşte Şeytan tam da böyle düşünmenizi istiyor (2. Kor. 2:11). Bu tarz olumsuz düşünceler bizi Yehova’dan ve O’nun teşkilatından ayırabilir. Öyleyse kızgınlık beslememeye dikkat edelim. w22.11 20 p. 1, 3; 21 p. 4
19 Şubat Pazartesi
Yehova’ya ümit bağla (Mezm. 27:14).
Yehova bize sonsuza dek yaşama ümidi verdi. Bazılarımız ölümsüz ruhi varlıklar olarak gökte yaşayacak (1. Kor. 15:50, 53). Çoğumuzun ümidi ise kusursuz bir sağlıkla yeryüzünde sonsuza dek yaşamak (Vah. 21:3, 4). Ümidimiz ister gökte ister yerde yaşamak olsun bizim için çok değerlidir. Ümidimizin gerçekleşeceğinden kesinlikle eminiz; çünkü bu ümidi bize Yehova verdi (Rom. 15:13). Yehova verdiği sözleri her zaman tutar (Say. 23:19). Tanrımız vaatlerini yerine getirmeyi istiyor ve bunu yapmaya gücü de var. Yehova bizi seviyor ve Kendisine güvenmemizi istiyor. Ümidimizi O’na bağladıysak şimdi karşılaştığımız sınavlara dayanabiliriz ve gelecekte başımıza ne gelirse gelsin, cesur ve sevinçli olabiliriz. w22.10 24 p. 1-3
20 Şubat Salı
O asi bir halk, hepsi . . . . Yehova’nın kanununu duymak istemeyen evlatlar (İşa. 30:9).
Yahudiler Yehova’yı dinlemeyi reddettikleri için İşaya onların başına bir felaket geleceğini bildirdi (İşa. 30:5, 17; Yer. 25:8-11). Gerçekten de öyle oldu. Babilliler gelip onları tutsak olarak götürdü. Fakat İşaya, sadık Yahudilerin bir gün ülkelerine geri döneceğini bildirmişti (İşa. 30:18, 19). Bu da gerçekten oldu. Yehova onların tutsaklığına son verdi. Ancak bu hemen gerçekleşmedi. “Yehova size lütuf göstermek için bekliyor” ifadesi, sadık Yahudilerin Yeruşalim’e dönebilmesi için aradan biraz zaman geçmesi gerektiğini gösteriyordu. Gerçekten de İsrailoğulları Babil’de 70 yıl sürgünde kaldılar (İşa. 10:21; Yer. 29:10). Bu kişiler ülkelerine geri döndüklerinde keder gözyaşları, yerini sevinç gözyaşlarına bıraktı. w22.11 9 p. 4
21 Şubat Çarşamba
Ne mutlu doğruluk yolunda zulüm görenlere (Mat. 5:10).
Bugün bazı ülkelerdeki kardeşlerimizin yaşadıkları, İsa’nın elçilerinin yaşadıklarına çok benzer. Elçiler de iyi haberi duyurdukları için zulüm görmüştü. Birinci yüzyıldaki Yahudi yüksek mahkemesi onlara defalarca ‘İsa’nın adıyla konuşmamalarını emretmişti’ (Elçi. 4:18-20; 5:27, 28, 40). Fakat onlar daha yüksek bir otoriteden emir almışlardı ve İsa hakkındaki hakikati ‘halka duyurmaları ve tam olarak açıklamaları’ gerektiğinin farkındaydılar (Elçi. 10:42). Bu nedenle Petrus ve Yuhanna mahkemeye Tanrı’nın sözü yerine onların sözünü dinlemeyeceklerini ve İsa hakkında konuşmaktan vazgeçmeyeceklerini açıkça söylediler (Elçi. 5:29). Onlar Yehova’ya olan sadakatlerinden ödün vermedikleri için dövüldüler. Ancak “İsa’nın ismi uğrunda aşağılanmaya layık görüldükleri için” Yahudi yüksek mahkemesinden sevinç içinde çıktılar ve iyi haberi duyurmaya yılmadan devam ettiler (Elçi. 5:41, 42). w22.10 12-13 p. 2-4
22 Şubat Perşembe
Benim için en doğrusu Tanrı’ya yaklaşmak (Mezm. 73:28).
Yehova hakkında bilgi alırken önce temel hakikatleri öğreniriz. Pavlus İbranilere yazdığı mektupta, bu hakikatlerden “temel ilkeler” ya da “temel öğretiler” olarak söz etti ve bunları bir bebeği besleyen süte benzetti (İbr. 5:12; 6:1). Ancak Pavlus tüm Hıristiyanları bu temel öğretilerle yetinmeyip Tanrı’nın Sözündeki derin hakikatleri de öğrenmeye teşvik etti. Siz de Kutsal Kitaptaki derin hakikatleri öğrenmek için istek duyuyor musunuz? Yehova ve amaçları hakkında daha fazla şey öğrenmeye istekli misiniz? Birçok kişi kitap okumayı ve inceleme yapmayı sevmiyor. Sizin için ne denebilir? Okuldayken iyi bir şekilde okumayı ve araştırma yapmayı öğrendiniz mi? Bunlar size zevkli geliyor muydu? Yoksa “Okumak ve inceleme yapmak bana göre değil” mi diyordunuz? Eğer öyleyse yalnız değilsiniz. Yehova size yardım edebilir. Çünkü O, en iyi öğretmendir. w23.03 9-10 p. 8-10
23 Şubat Cuma
Canlarınızı kurtarabilecek olan sözün içinize ekilmesini yumuşak başlılıkla kabul edin (Yak. 1:21).
Eğer yumuşak başlı olursak Tanrı’nın Sözü yüreğimizde kök salacak. Kutsal Kitaptaki merhamet, şefkat ve sevgiyle ilgili kayıtların bizi şekillendirebilmesi için ibreyi kendimize çevirmeli ve kibirli bir tutumdan tamamen kaçınmalıyız. Kutsal Kitabın bizi şekillendirip şekillendirmediğini başkalarına davranış tarzımızdan anlayabiliriz. Ferisiler Tanrı’nın Sözünün yüreklerine erişmesine izin vermedi. Bunun sonucunda ‘suçsuz kişileri mahkûm ettiler’ (Mat. 12:7). Benzer şekilde bizim de başkalarıyla ilgili düşüncelerimiz ve onlara davranışlarımız Tanrı’nın Sözünün üzerimizde ne kadar etkili olduğunu gösterebilir. Örneğin, kardeşlerimizin iyi yönlerinden mi yoksa kusurlarından mı söz etmeye eğilimliyiz? Biri bizi kırdığında merhamet göstermeye ve onu bağışlamaya hazır mıyız, yoksa kişiyi eleştirmeye ve ona öfke duymaya devam mı ediyoruz? Bu sorularla kendimizi gözden geçirebiliriz. Böylece Kutsal Kitabın düşüncelerimizi, duygularımızı ve davranışlarımızı şekillendirip şekillendirmediğini görebiliriz (1. Tim. 4:12, 15; İbr. 4:12). w23.02 12 p. 13-14
24 Şubat Cumartesi
“Korkma, sana yardım edeceğim” diyen Ben, Tanrın Yehova, sağ elini sımsıkı tutuyorum (İşa. 41:13).
Arimatealı Yusuf’u düşünelim. O, Yahudi toplumunda saygı duyulan biriydi ve Yahudi yüksek mahkemesi olan Sanhedrin’in bir üyesiydi. Ancak İsa’nın yeryüzündeki hizmeti sırasında Yusuf hiç cesaret göstermedi. İsa’nın öğrencilerinden olmasına rağmen ‘Yahudilerin korkusundan bunu gizli tuttu’ (Yuhn. 19:38). Yusuf, İsa’ya iman etse de bunu başkalarından saklıyordu. Belki de toplumdaki saygın konumunu kaybetmekten korkuyordu. Ancak durum ne olursa olsun, İsa’nın ölümünden sonra “cesaretini toplayıp Pilatus’un huzuruna çıkarak İsa’nın bedenini istedi” (Mar. 15:42, 43). O, artık İsa’nın bir öğrencisi olduğunu kimseden saklamıyordu. Siz de hiç Yusuf gibi, korkuya kapılıyor musunuz? w23.01 30 p. 13-14
25 Şubat Pazar
Adamlarına ne mutlu! Her zaman senin huzurunda bulunan, hikmetini dinleyen bu hizmetkârlarına ne mutlu! (1. Kral. 10:8).
Süleyman’ın yönetimi altında yaşayan İsrailoğullarının huzur ve bolluk içinde olduğu, Seba kraliçesinin kulağına kadar gitti. Bunun üzerine o, bu durumu kendi gözleriyle görmek için uzak bir memleketten Yeruşalim’e yolculuk etti (1. Kral. 10:1). Gördükleri üzerine yukarıdaki sözleri söyledi. Evet, Süleyman’ın yönetimindeki koşullar gelecekte İsa’nın yönetimi altında yaşayacaklarımızın bir fragmanı gibidir. İsa, Süleyman’dan her yönden üstündür. Süleyman kusurlu biriydi ve ciddi hatalar yaptı. Bunun sonucunda Tanrı’nın toplumu büyük zarar gördü. İsa ise kusursuz bir yöneticidir ve hiç hata yapmaz (Luka 1:32; İbr. 4:14, 15). O asla günah işlemeyeceğini ve sadık kişilere zarar verecek hiçbir şey yapmayacağını kesinlikle kanıtlamıştır. Böyle bir Kralımız olduğu için onur duyuyoruz! w22.12 10-11 p. 9-10
26 Şubat Pazartesi
Size önderlik edenlere itaat edin ve boyun eğin; çünkü onlar . . . . canınızı gözetiyorlar (İbr. 13:17).
Yaşadığımız yerde salgın bir hastalık çıkarsa neler yapmalıyız? Yetkililerin el yıkamak, sosyal mesafeye uymak, maske takmak ve kendimizi karantinaya almak gibi konularda verdikleri talimatlara uymalıyız. Bu alanlarda gösterdiğimiz hassasiyet Yehova’nın verdiği yaşam armağanına ne kadar değer verdiğimizi gösterir. Bir felaket yaşandığında arkadaşlarımız ve komşularımız arasında ve medyada yalan yanlış haberler dolaşabilir. “Her söze” inanmaktansa resmi makamlardan ve tıp alanındaki güvenilir kaynaklardan gelen talimatlara kulak vermeliyiz (Özd. 14:15). Yönetim Kurulu ve Bürolar, ibadetlerimiz ve duyuru faaliyetiyle ilgili bir yönlendirme sağlamadan önce en doğru bilgileri edinmek için büyük bir çaba gösteriyor. Bu talimatlara uyarak kendimizi ve başkalarını zarar görmekten koruyabiliriz. Ayrıca insanların Yehova’nın Şahitleriyle ilgili iyi bir izlenime sahip olmasına katkıda bulunuruz (1. Pet. 2:12). w23.02 23 p. 11-12
27 Şubat Salı
Tanrınız Yehova’dan korkmayı öğren[in] (Tekr. 31:13).
İsrailoğulları, Vaat Edilmiş Topraklara girdiğinde çok geniş bir bölgeye yayıldılar. Bu nedenle belirli bir bölgede yaşayan kişiler diğer bölgelerde yaşayan kardeşlerini kolayca unutabilirdi. Ancak Yehova bir düzenleme yaptı. İsrailoğulları belirli dönemlerde bir araya geliyor ve Tanrı’nın Sözü okunup açıklanırken birlikte dinliyorlardı (Tekr. 31:10-12; Neh. 8:2, 8, 18). O dönemde yaşayan birini düşünün. Yeruşalim’e varıyor ve kendisi gibi, Yehova’ya tapınmak için ülkenin farklı yerlerinden gelmiş milyonlarca kişiyi görüyor. Bunun ne sevinçli bir olay olduğunu hayal edin. Yehova bu şekilde toplumunun birlik içinde kalmasını sağlıyordu. Peki birinci yüzyıldaki Hıristiyanlar için ne denebilir? Onlar farklı farklı diller konuşuyordu. Bazıları toplumda önde gelen kişilerdi, bazıları da sıradan insanlardı. Bazıları fakir, bazıları zengindi. Ancak onlar gerçek Tanrı’ya tapındıkları için birlik içindeydiler. Hıristiyanlığı yeni benimsemiş kişiler ancak iman kardeşlerinin yardımıyla ve onlarla düzenli olarak bir araya gelerek Tanrı’nın Sözünü anlayabilirdi (Elçi. 2:42; 8:30, 31). w23.02 3 p. 7
28 Şubat Çarşamba
Tanrı’nın verdiği armağan . . . . sonsuz yaşamdır (Rom. 6:23).
Yehova, Kendisine itaat eden kişilere harika bir vaat veriyor: Sonsuz yaşam. Bu vaat üzerinde düşününce Yehova’ya olan sevgimiz artıyor. Bir düşünün, gökteki Babamız bizi o kadar çok seviyor ki bizden ayrı olmayı hiç istemiyor. Sonsuz yaşam vaadi, yaşadığımız sınavlara dayanmamıza da yardım eder. Bize muhalefet edenlerin ölüm tehditleri karşısında bile Yehova’ya hizmet etmekten asla vazgeçmeyiz. Çünkü Tanrımıza sadık kaldığımız için hayatımızı kaybedersek, O’nun bizi dirilteceğinden eminiz. O zaman geldiğinde ölümün olmadığı bir dünyada yaşama fırsatımız olacak (Yuhn. 5:28, 29; 1. Kor. 15:55-58; İbr. 2:15). Yehova’nın sonsuza kadar yaşamamızı sağlayabileceğinden eminiz; çünkü O, hayatın kaynağıdır ve sonsuza dek yaşar (Mezm. 36:9). Kutsal Kitap Yehova’nın her zaman var olduğunu ve var olmaya devam edeceğini söyler (Mezm. 90:2; 102:12, 24, 27). w22.12 2 p. 1-3
29 Şubat Perşembe
Bizi Mesih’in sevgisinden ne ayırabilir? Sıkıntı mı, keder mi, zulüm mü? (Rom. 8:35).
Yehova’nın toplumu olarak sınavlarla karşılaşmak bizi şaşırtmıyor. ‘Tanrı’nın krallığına birçok sıkıntıdan geçerek girmemiz gerektiğini’ biliyoruz (Elçi. 14:22). Ayrıca yaşadığımız bazı sorunların bu ortamda tamamen ortadan kalkmayacağının da farkındayız. Bunlar ancak ‘ölümün, matemin, feryadın ve acının olmayacağı’ yeni dünyada ortadan kalkacak (Vah. 21:4). Yehova sınavlar yaşamamıza engel olmuyor. Ancak, bunlara dayanmamıza yardım ediyor. Elçi Pavlus’un Roma’da yaşayan Hıristiyanlara yazdıklarını düşünelim. O önce, kendisinin ve kardeşlerinin karşılaştığı bazı zorluklara değindi. Ardından şöyle yazdı: “Bizi sevenin sayesinde tüm bu durumlardan tam bir zaferle çıkıyoruz” (Rom. 8:36, 37). Yani, Yehova bir sınav yaşarken bile başarılı olmamıza yardım edebilir. w23.01 14 p. 1-2